Öne çıkanlar:
Spot BTC ETF girişlerinin önemli bir bölümü yalnızca uzun pozisyonlardan oluşuyor.
BTC, geleneksel makro varlıklar gibi davranmayı sürdürüyor.
Güncel bir araştırma, spot Bitcoin (BTC) ETF'lerine olan talebin önemli bir kısmının arbitraj ya da vadeli işlemlerle korunmuş stratejilerden değil, geleneksel piyasalardan gelen uzun vadeli, korunmasız talepten kaynaklandığını ortaya koyuyor. Bu durum, şu anda devam eden daha derin yapısal dönüşümün sadece bir katmanını oluşturuyor.
Glassnode ve Avenir Group’un ortak raporu, ABD spot Bitcoin ETF’lerinin lansmanının kripto piyasası için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtirken, sermaye girişlerinin gerçek mi yoksa sadece CME vadeli işlemler ile spot piyasalar arasındaki fiyat farkından faydalanan temel işlem stratejilerinden mi kaynaklandığı sorusunun açık kaldığını ifade etti.
Varlık yöneticileri, dealer’lar ve hedge fonlardan gelen tüm CME Bitcoin vadeli işlem kısa pozisyonlarının ETF varlıklarıyla tamamen korunmuş olduğu varsayılıyordu. Bu soruya yanıt vermek için yeni bir analiz çerçevesi geliştirildi.
Avenir Group araştırmacısı Helena Lam ile Glassnode analistleri UkuriaOC ve CryptoVizArt, arbitraj faaliyetlerini filtreleyen sıkı modellerine rağmen, verilerin korunmasız talep ile spot Bitcoin ETF girişleri arasında güçlü bir korelasyon ortaya koyduğunu söyledi. Bu durum, ETF’lere giren sermayenin büyük bölümünün yönlü risk almak isteyen yatırımcılardan geldiğini gösteriyor. Yani kurumsal yatırımcılar piyasayı sadece test etmiyor, kararlı şekilde dahil oluyorlar.
Analistler, spot ETF varlıklarındaki istikrarlı artışın, Bitcoin’in piyasa profilinde yapısal bir değişimi işaret ettiğini belirtti. Bitcoin giderek kurumsal bir varlık gibi muamele görüyor. Bu değişim, daha istikrarlı sermaye, artan likidite ve olgunlaşan bir piyasanın işaretlerini taşıyor.
Bitcoin’in kimlik krizi sona erdi
Araştırma, spot ETF girişlerinin ötesinde, Bitcoin’in giderek daha fazla makro bir varlık gibi davrandığını ortaya koyuyor. Performansı artık daha geniş finansal koşullarla yakından bağlantılı. Veriler, S&P 500, Nasdaq ve altın gibi geleneksel riskli varlıklarla pozitif korelasyonun arttığını gösterirken, ABD Dolar Endeksi ve yüksek getirili spread gibi kredi stres göstergeleriyle ters korelasyon oluştuğunu gösteriyor.
Bitcoin’in Küresel Likidite Endeksi’ne (GLI) verdiği tepki, bu değişimi daha da vurguluyor. Bitcoin, likiditenin genişlediği dönemlerde yükseliyor, finansal koşullar sıkılaştığında ise zayıflıyor.
Bu değişen trendi destekleyen bir başka görüş ise Bitwise Europe araştırma başkanı André Dragosch’tan geldi. Dragosch, küresel para arzı ile Bitcoin fiyatı arasındaki ilişkiye dikkat çekti.
Küresel likidite ölçümlerinin kısa vadeli tahminler için dikkatle kullanılması gerektiğini belirten analist, “istatistiksel kanıtların uzun vadeli bir ilişkiyi işaret ettiğini” ifade ederek, küresel para arzındaki her 1 trilyon dolarlık artışın Bitcoin fiyatına 13.861 dolarlık bir yükseliş olarak yansıyabileceğini tahmin etti.
İlgili: Kripto girişimcisinin şirketi 386 milyon dolarlık Bitcoin alımı yaptı
Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve işlem kararı risk barındırır. Okuyucular karar alırken kendi araştırmalarını yapmalıdır.