Ethereum kurucu ortağı Vitalik Buterin, çarşamba günü EthCC etkinliğinde yaptığı açılış konuşmasında blockchain geliştiricilerine, daha gelişmiş teknik araçlar inşa etmek yerine insanlığı özgürleştirmeye odaklanmaları çağrısında bulundu.

Buterin, 1990’lardaki erken internet döneminin bireysel özgürlük anlayışını mevcut blockchain değerler bütünleriyle karşılaştırdı. Erken dijital haklar savunucusu John Perry Barlow’un desteklediği özgür ve açık internetin Web2 döneminde kaybolduğunu belirtti.

Ethereum kurucu ortağı, Web2’yi bir dizi “duvarlarla çevrili bahçe” olarak tanımladı ve Web2’nin birçok kurucusunun, daha sonra sansür politikalarıyla tanınmalarına rağmen, başlangıçta kendilerini özgürlük savunucusu olarak konumlandırdığını belirterek dinleyicileri uyardı. Buterin, Web3 kurucularının aynı tuzağa düşmemesi gerektiğini söyledi:

“Kriptografi üzerinde çalışan insanlar, kriptografiyi sosyal ve ahlaki sonuçları olan bir şey olarak daha aktif şekilde düşünmeli. İnşa ettiğiniz şeyin sosyal ve ahlaki sonuçlarının ne olduğunu gerçekten düşünmeniz gerekiyor. Eğer bir şey inşa ediyorsanız, sormanız gereken ilk soru şu: Kullanıcılarınızı özgürleştiriyor musunuz?”
Decentralization, Internet, Vitalik Buterin, Freedom, Liberty, Web3, Web3 Decentralization Initiatives
Vitalik Buterin, ETHCC etkinliğinde seyircilere hitap ediyor. Kaynak: EthCC

Özgürlük ve bireysel haklar, kriptonun ilk günlerinde temelini oluşturan cypherpunk hareketinin ayırt edici özellikleriydi. Ancak sektör geliştikçe ve devlet yetkilileri, uluslararası şirketler ve bankalarla etkileşime girdikçe, birçok kişi bu ilk cypherpunk anlayışının kurumsal atalete yenik düştüğünden endişe ediyor.

İlgili: Enflasyona karşı koruduğu için Bitcoin diktatörlerin işine gelmiyor

“Suitcoiners” ve sistem karşıtı yazılım geliştiriciler

1980’lerde başlayan cypherpunk hareketi, uçtan uca şifreleme yoluyla gizliliği ve bireysel özgürlüğü korumayı savunan yazılım geliştiricilerden oluşuyordu.

Erken dönem cypherpunk’lar, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) 1990’larda şifreleme teknolojilerinin kullanımı ve ihracatına kısıtlama getirmek istemesine rağmen, dijital şifrelemenin yaygınlaşmasında büyük rol oynadı.

Kriptonun ilk günlerinde, 2009’dan yaklaşık 2021’e kadar olan dönemde; gizlilik, sansüre direnç, paralel sistemler inşa etme ve liberteryen siyaset teorisi gibi cypherpunk idealleri sektörle özdeşleşmişti.

Ancak kripto sektörünün büyümesi ve dijital varlıkların hızlı değer kazanımı, iş dünyası ve hükümet tarafından kurumsal ilgiyi cezbetmeye devam etti.

Birçok Bitcoin ve kripto savunucusunun “suitcoiners” olarak adlandırdığı bu kurumsal aktörler, kripto topluluğunu ikiye bölen bir çizgi haline geldi: Biri büyümeye odaklananlar, diğeri ise her şeyin başladığı sistem karşıtı ilk ruhu korumak isteyenler.