IMF bugün X hesabında tokenleştirilmiş piyasalar olgusunu inceleyen açıklayıcı bir video yayımladı.
Küresel para sisteminin istikrarını sağlamaktan sorumlu uluslararası kuruluş, videoda tokenleştirilmiş piyasaların avantajlarını kabul etti ancak bunların ani çöküşlere açık olabileceği ve geleneksel piyasalardan daha fazla fiyat oynaklığı taşıdığı konusunda uyardı.
“Tokenleştirme finansal piyasaları daha hızlı ve daha ucuz hale getirebilir ancak yeni teknolojilerden kaynaklanan verimlilikler genellikle yeni riskler getirir” dedi video.
IMF tokenleştirilmiş piyasaların faydalarını ortaya koyuyor
Video, tokenleştirmeyi paranın evriminde bir sonraki adım olarak konumlandırıyor ve tokenleştirmenin uzun aracı zincirini azaltarak varlıkları “satın almayı, sahip olmayı ve satmayı daha hızlı ve daha ucuz hale getirebileceğini” açıklıyor.
Takas odalarına ve sicil yetkililerine güvenmek yerine tokenleştirilmiş bir piyasa bu işlevleri kodla otomatikleştirebilir.
IMF’ye göre araştırmacılar, erken tokenleştirilmiş piyasaları inceleyerek “önemli maliyet tasarrufları” buldu ve programlanabilirliğin neredeyse anında mutabakat ve daha verimli teminat kullanımına imkan tanıdığı görüldü.
Tokenleştirmenin getirebileceği risklere karşı uyarıyor
Yine de IMF, aynı verimliliklerin tanıdık tehlikeleri artırabileceğini vurguluyor. Otomatik işlemciliğin “ani piyasa düşüşleri olarak bilinen ‘flash crash’lere” yol açtığını ve anında gerçekleştirilen işlemlerle tokenleştirilmiş piyasaların “geleneksel platformlara göre daha oynak olabileceğini” belirtiyor.
Stresli koşullarda, birbirinin üzerine yazılmış karmaşık akıllı sözleşme zincirleri “düşen domino taşları gibi” etkileşime girebilir ve yerel bir sorunu sistemik bir şoka dönüştürebilir.
Video ayrıca, “birbiriyle konuşmayan” çok sayıda tokenleştirilmiş platformun ortaya çıkması durumunda parçalanma riski bulunduğuna dikkat çekiyor. Bu durum likiditeyi zayıflatabilir ve daha hızlı, daha ucuz piyasalar vaadini boşa çıkarabilir.
Ayrıca hükümetlerin daha fazla rol üstlenebileceğine işaret etti. “Hükümetler, paranın önemli evrimleri sırasında kenarda kalmakla nadiren yetinmiştir.”
Tarihin rehber olması halinde, tokenleştirmenin geleceğinde “daha aktif bir rol” üstlenmelerinin muhtemel olduğu belirtildi.
Paranın değişimlerinde hükümetlerin rolü
Tarih, küresel hükümetlerin parasal dönüşümlere katılımına dair örneklerle doludur. 1944’te Bretton Woods anlaşması, hükümetlerin döviz kurlarını ABD dolarına sabitleyerek ve doların kendisini altına bağlayarak küresel para sistemini aktif şekilde yeniden tasarlamasına sahne oldu. Bu, nesiller boyu sınır ötesi finansı şekillendiren yukarıdan aşağıya bir karardı.
Artan mali yükler ve dış dengesizlikler altın çıpasını sürdürülemez hale getirdiğinde, 1970’lerin başındaki çöküş itibari paraları ve dalgalı döviz kurlarını beraberinde getirdi ve birçok gelişmiş ekonomide yapısal olarak daha büyük kamu sektörü açıklarına yol açtı.
IMF araştırmaları tokenleştirme pazarının olgunlaşmasıyla buluşuyor
Bu, IMF’nin tokenleştirmeye ilk girişimi değil. Fon, yıllardır tokenleştirme pazar yapısını ve dijital parayı inceliyor. Bu analizi kamuya yönelik açıklayıcı bir videoya taşımak, tokenleştirmenin artık niş bir deney değil ana akım bir politika konusu olarak görüldüğü anlamına geliyor.
Tokenleştirilmiş piyasalar, BlackRock’ın BUIDL fonu gibi kilit oyuncularla milyarlarca dolarlık bir sektöre dönüştü ve bu fon, Franklin Templeton’ın Franklin OnChain US Government Money Fund’ını geride bırakarak dünyanın en büyük tokenleştirilmiş Hazine fonu haline geldi ve 2024 ve 2025 boyunca büyümeye devam etti.
IMF’nin videosu, tokenleştirmenin daha hızlı, daha ucuz ve daha programlanabilir piyasalar sunabileceğini ancak bu piyasaların sıkı düzenleyici denetim altında büyüyeceğini ve hükümetlerin müdahale etmeye hazır olacağını öne sürüyor.