İnternetin geleceği olarak görülen, açık blockchain ağlarına dayanan, merkeziyetsiz ve birey odaklı versiyona Web 3.0 denir. Web 3.0, günümüzde Google veya Facebook gibi şirketler “aracılığıyla” erişim sağladığımız interneti, merkezi otoriteleri ortadan kaldırarak izne veya güvene dayalı olmayan hale getirmeyi öngörür.

Web 3.0, bu bakımdan Bitcoin (BTC) gibi açık blockchain ağlarının finans alanında gerçekleştirdiği devrime benzerlik gösterir. Kripto paraların temelinde yer alan teknoloji blockchain, banka gibi aracılara olan ihtiyacı ortadan kaldırarak katılmak için izin gerekmeyen bir sistem oluşturmuş ve gerekli güveni emek ispatı ve hisse ispatı gibi çeşitli mutabakat mekanizmalarıyla sağlamıştır.

İnternetin başlangıçtan günümüze geçirdiği evrim üç aşamaya bölünmüştür: Web 1.0, Web 2.0 ve Web 3.0. Web 3.0’ı daha iyi anlamak için diğer iki versiyonu da ele alalım.

Web 1.0 ve Web 2.0

Aşağı yukarı 1990 ile 2004 yılları arasındaki interneti ifade eden Web 1.0, salt okunabilir internet sitelerinden oluşuyordu. Dosya sistemlerinden aktarılan statik HTML sayfalar ile oluşturulan internet siteleri yalnızca bilgi sunuyor ve değişim yapmaya izin vermiyordu.

Veri ve içerikler veritabanı yerine statik dosya sistemlerinden sağlanıyor ve çoğunlukla web geliştiricileri tarafından geliştirilen internet sitelerinde, katılımcılar genellikle yalnızca içerik tüketici konumunda bulunuyordu.

Çoğumuzun internete katılım sağladığı ilk versiyon olan Web 2.0 ise daha interaktif ve sosyal bir internet deneyimi sunuyor. Oluşturma sürecine katılmak için geliştirici olma koşulunu ortadan kaldıran Web 2.0’da çoğu uygulama, herkesin üretici olabileceği bir şekilde tasarlandı.

İlginizi çekebilir: Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, IoT) nedir?

YouTube, Facebook (yeni adıyla Meta), Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının ortaya çıktığı bu dönemde, Web 1.0’da yalnızca tüketici konumunda olan kullanıcılar da içerik üretmeye, daha da önemlisi bu içerikleri “paylaşabilmeye” başladı. Veritabanları, sunucu tarafı işleme, sosyal medya ve formlar gibi inovasyonlar ile statik olan internet, dinamik bir hale geldi.

İnternetin bu dönemine hakim olan FAANG gibi şirketler, ilk olarak kullanıcı tabanı oluşturmaya odaklanmış ve daha sonra bu kullanıcı tabanından gelir elde etmeye başlamıştır. Sorunsuz bir kullanıcı deneyimi sunan bu şirketler, diğer yandan da verilerin merkezi oluşumlarda toplanmasına yol açmıştır. Kullanıcılara verileri ve nasıl saklanacağı konusunda kontrol vermeyen bu sistem; verilerin reklam için kullanılması, veri sızıntısı veya verilerin ticari amaçla satılması gibi riskler bulundurur. Dahası, devletlerin merkezi sunucuları kullanarak uygulamalara ve şahıslara müdahale edebilmesi nedeniyle sansüre de açıktır.

Web 3.0

Anlamsal Ağ olarak da bilinen ve kısmen 2010’dan itibaren günümüzü ve yakın geleceği kapsayan bu dönem, bilgisayarların da insanlar gibi veri okuyabildiği ve analiz edebildiği bir dönemdir. Bu beceri, akıllı üretime ve kullanıcıların ihtiyaçlarına göre içerik dağılımı yapabilmeye olanak sağlar.

Yapay zeka, makine öğrenimi, blockchain, sanal gerçeklik ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin hayatımıza girdiği Web 3.0’ın merkezinde merkeziyetsizlik, izne ve güvene dayalı olmama, bireysellik, sahiplik hakkı ve gizlilik gibi değerler yer alır.

İlginizi çekebilir: Kripto paranın temelleri – 1: Merkeziyetsizlik

Web 3.0’da geliştiriciler, geliştirdikleri uygulamaları tek bir sunucuda çalıştırmak ve verileri tek bir veritabanında saklamak yerine, dağıtık ağlar olan ve merkezi bir oluşum tarafından değil, ağı oluşturan herkes tarafından yönetilen blockchain’lerde geliştirmeyi tercih ederler.

Bu merkeziyetsiz sistem, verilerin tek bir yerde toplanmasını ve dolayısıyla sızdırılmalarını veya reklam amaçlı satılmalarını önler. Buna ek olarak, merkezi bir sunucu olmadığından dolayı sansüre karşı dayanıklılık sağlar ve kullanıcı gizliliğini artırır.

Verilerin makineler tarafından analiz edilebilmesi, arama motorlarında anlamsal olarak daha ilişkili sonuçlar bulmaya da katkı sağlar. Buna ek olarak, şirketler akıllı botlardan yararlanarak birden fazla müşteriye aynı anda hizmet verebilir ve daha iyi bir destek sunabilirler.

İlginizi çekebilir: Merkeziyetsiz arama motoru nedir?

Web 3.0, blockchain ve kripto para

Merkeziyetsizlik, şeffaflık, açıklık ve kullanıcı gizliliği gibi değerlere sahip Web 3.0, blockchain teknolojisinin prensipleriyle birçok ortak nokta barındırıyor. Bu nedenle Web 3.0’de birçok uygulama, blockchain teknolojisini kullanarak istenilen merkeziyetsizliğe ulaşabilir.

Blockchain teknolojisi, Web 2.0’de Amazon Web Services gibi bulut sağlayıcıların sunduğu hesaplama, bant genişliği, saklama ve diğer birçok hizmetin yerini alabilir. Tek bir merkezden yönetilmeyen blockchain ağları, yönetimi ve geliştirmeyi topluluğa bırakarak interaktif bir ortam sunduğu gibi, sansüre karşı da koruma sağlayabilir.

Ethereum, Cardano ve Solana gibi akıllı sözleşme oluşturma imkanı sunan platformlar, aracılara olan ihtiyacı ortadan kaldırarak, şirketlerin faaliyetlerini çok daha hesaplı bir şekilde sunmalarına olanak sağlar. Yüksek ölçeklenebilirlik, müşteri hizmetlerini iyileştirmeye de devasa bir katkıda bulunabilir.

Takas edilemeyen, benzersiz ve değiştirilemez dijital menkul kıymetler olan NFT’ler de Web 3.0 döneminde sahiplik haklarını korumada faydalı bir araç olabilir. Telif hakları, satın alınan sanat eserleri, oyun öğeleri ve koleksiyonluk eşyalar gibi birçok şeyin mülkiyet hakkı, NFT’ler ile korunabilir.

Bunlar da ilginizi çekebilir: