Mesajlaşma uygulaması Telegram’ın kurucusu ve CEO’su Pavel Durov, dünya genelinde hükümetlerin gizlilik korumalarını geri çekmesiyle birlikte “karanlık, distopik bir dünyanın” yaklaştığı konusunda uyardı.

Durov perşembe günü X’te yaptığı paylaşımda, “41 yaşıma giriyorum ama kutlama yapmak istemiyorum. Babalarımızın bizim için inşa ettiği özgür interneti kurtarmak için neslimizin zamanı tükeniyor,” dedi.

“Bir zamanlar özgür olan ülkeler distopik önlemler getiriyor,” diyen Durov, Avrupa Birliği’nin Chat Control teklifine, Birleşik Krallık’taki dijital kimliklere ve Avustralya’da sosyal medyaya erişim için çevrim içi yaş doğrulaması gerektiren yeni kurallara atıfta bulundu.

“Bir zamanlar bilgi alışverişinin özgür vaadi olan şey, şimdi nihai kontrol aracına dönüştürülüyor.”

“Almanya, internette yetkilileri eleştirmeye cüret eden herkesi cezalandırıyor. Birleşik Krallık, tweet’leri yüzünden binlerce kişiyi hapse atıyor. Fransa, özgürlüğü ve gizliliği savunan teknoloji liderlerini cezai olarak soruşturuyor,” diyen Pavel şöyle ekledi:

“Biz uykudayken karanlık, distopik bir dünya hızla yaklaşıyor. Neslimiz, özgürlüklere sahip olan ve bunların alınmasına izin veren, son nesil olarak tarihe geçme riskiyle karşı karşıya.”
Kaynak: Pavel Durov

Gizlilik korumaları, Bitcoin ve daha geniş kripto para endüstrisinin temel taşlarından biridir. Bitcoin, isimler yerine adresler kullanarak ve bankaların dahil olmadığı eşler arası işlemlere izin vererek takma adla çalışacak şekilde oluşturulmuştur.

Almanya, AB’nin Chat Control’ünü engellemiş olabilir

AB milletvekillerinin, Telegram, WhatsApp ve Signal gibi hizmetlerin mesajları şifrelenmeden önce düzenleyicilerin incelemesine izin vermesini gerektirdiği için eleştirmenlerin şifreli mesajlaşmayı ve insanların gizlilik hakkını zayıflattığını savunduğu Chat Control yasasını önümüzdeki hafta oylaması planlanıyordu.

Ancak yasa büyük bir darbe aldı. Almanya’nın en büyük siyasi partisinin lideri bu yasaya karşı çıktı. Avrupa Parlamentosu’nda 97 sandalyeye sahip olan Almanya’nın, yasanın geçip geçmeyeceği konusunda son sözü söylemesi bekleniyordu.

Mesajlaşma uygulaması Signal’in başkanı Meredith Whittaker, perşembe günü yaptığı açıklamada Almanya’nın bu önleme karşı çıkmasının rahatlatıcı olduğunu, ancak “savaşın bitmediğini” çünkü konunun şimdi “Avrupa Konseyi’ne taşındığını ve burada henüz çözülmediğini” söyledi.

Kaynak: Meredith Whittaker

Whittaker ayrıca, içerik taramasına izin verecek benzer önlemleri yasalaştırmaya yönelik herhangi bir girişimin karşı çıkılması gerektiği konusunda uyarıyor, çünkü bu, şifrelemeyi geçersiz kılıyor ve “tehlikeli bir arka kapı” oluşturuyor.

“Teknik görüş birliği açık: sadece ‘iyi adamların’ girebileceği bir arka kapı oluşturamazsınız. Nasıl sunulurlarsa sunulsunlar, bu tür öneriler hacker’ların ve düşman ülkelerin istismar etmeyi beklediği siber güvenlik açıkları yaratıyor.”

Birleşik Krallık’ın Dijital Kimliği de endişe yarattı

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, eylül ayında vatandaşların ülkede yaşama ve çalışma haklarını kanıtlamalarını gerektirecek bir dijital kimlik planı duyurdu.

Hükümet, bu önlemi yasa dışı çalışanlarla mücadele etmenin yanı sıra kimlik doğrulama ve ehliyet, çocuk bakımı, sosyal yardımlar ve vergi gibi devlet hizmetlerine erişim süresini kısaltmanın bir yolu olarak tanıtıyor.

Eleştirmenler, bu planın gizlilik endişeleri yarattığını, çünkü bireylerin bir devlet uygulamasında saklanacak kişisel bilgileri sağlamasının gerekeceğini ve hükümetin bunu kötüye kullanmasının çok kolay olacağını savunuyor.

2,8 milyondan fazla kişi, dijital kimlik uygulamasının getirilmesine karşı çıkan bir dilekçeyi zaten imzaladı. 100 binden fazla imza toplayan dilekçelerin Parlamento’da tartışılması gerekiyor.

Avustralya’nın çevrim içi yaş doğrulama sistemi de gizlilik sorunları yaratıyor

Avustralya, 10 Aralık’tan itibaren 16 yaşın altındaki kullanıcıların sosyal medya platformlarına erişimini kısıtlayacak ve bu yasağı uygulamak için önerilen önlemlerden biri çevrim içi dijital yaş doğrulama sistemi oldu.

Ülkedeki milletvekilleri, bu planın çocukları çevrim içi zararlı içeriklerden koruyacağını savunuyor. Ancak eleştirmenler, bunun hükümetin kötüye kullanımı ve verilerin saklanmasıyla ilgili gizlilik sorunlarına yol açabileceğini belirterek Birleşik Krallık sistemine benzer endişeleri paylaşıyor.