Deprem felaketi ile birlikte din yobazları yanında birtakım bilim yobazları da ortaya çıktı. Elbette bunlar 10 yıllardır bir yerlerde yaşıyorlardı ama son günlerde iyice görünür hale geldiler. Bu yobazlara göre kimi ‘TV ünlüsü’ bilim adamlarının söyledikleri sorgusuz sualsiz kabul edilmeli. Farklı görüş belirten bilim insanları ise kesinlikle sahtekar ya da başarısız.

Yeni yobazlar, güya bilimi savunuyorlar ama aslında yaptıkları temelde kendi derin aşağılık komplekslerinden kaynaklı zorba, demokrasi düşmanı ve totaliter düşüncelerini bilim adı altında topluma sokuşturmaya çalışmak.

Bazılarının seneler önce yaptıkları bir takım ‘kesin dilli’ pozitif bilimsel tahminler tutmamış. Bazıları bugün TV’lerde aşağıladıkları meslekdaşlarının akademik yükselişini engellemek için ülkenin yanlış bilimsel verilerle yönlendirilmesine sebep olmuş. Bazısının kendi öğrencilerine adeta ‘cinsel taciz’e varan sözlerini gösteren videoları bile var. Dinci yobaz şeyhler gibi bilimci yobaz akademisyenler de yetiştirmişiz. 

En önemlisi, bu pozitivist yobazlara göre sosyal bilimler, bilim bile değil. Psikoloji, sosyoloji, ekonomi hepsi fasa fiso. İbn-i Haldun, Adam Smith, Karl Marx, Sigmund Freud, Alvin Toffler falan bunlar hep boş adamlar. Ömürlerini harcadıkları çalışmaları da ‘işe yaramaz’. Bazıları lütfetmişler ‘tarih bilimi’ni bunların dışında tutuyorlarmış. Breh, breh, breh…

Bizim eğitim sistemimizde 10 yıllardır matematik zekalı bireyler, sosyal zekalı bireylere üstün tutulur. Matematik zekalı kişilerin daha yüksek puan almasına yönelik bir sistem yıllardır çocukları öğütüp duruyor. Aslında matematik ve sosyal zekalar birbirinden aşağıya da üstün değil sadece farklıdır. Bu basit gerçeği göremediğimiz için eğitim sistemimizin ürünleri ve ülkemizin geldiği yer ortada.

Pozitivist yobazların bilim kabul etmediği örneğin ekonomide başarılı ekonomistler bizim bazı deprem profesörlerinden zamansal olarak çok daha isabetli kriz tahminleri yapar. Çünkü sosyal sistemlerde de gelecek tahminleri için kullanabileceğiniz bol bol veri ve gösterge bulunur. Yeter ki siz bakmayı isteyin.

Mesela getiri eğrileri ekonomik krizleri önceden haber verir. Normalde daha uzun vadeli borç veren kişi daha yüksek faiz talep eder. Parasını bir yıllığına borç veren insan sözgelimi %10 faiz istiyorsa, 10 yıllık borç veren ekonomik aktör %50 ister. Bu durum tersine dönerse yani kısa vadeli borç veren kişi uzun vadeli borç verenden daha yüksek faiz talep eder hale gelirse buna ekonomide ‘getiri eğrisinin tersine dönmesi’ deriz. Getir eğrileri tersine döndüğünde piyasalar panik içinde nakit arayışına girmiş demektir. Yani ekonomik faaliyette bir şeyler ciddi olarak kırılmış, ters gitmiştir. Özellikle dünya rezerv parası ‘dolar’ı üreten Amerika’da iki yıl ve daha aşağısındaki faizler, on yıllık faizlerin üzerine çıkarsa bu yaklaşık 1-1,5 yıl içerisinde önce ABD ve ardından tüm dünyada büyük ekonomik durgunluk ve kriz yaşanacağına işaret eder. Bu o kadar başarılı bir göstergedir ki 2019 yılında verdiği sinyal ile daha virüsün adı bile ortada yokken dünya ekonomilerinin 2020’de kriz yaşayacağını önceden haber vermiştir.

Ancak ekonomi biliminde biz ne görüyoruz? Bu tip kriz işareti olan göstergeler yok sayılıyor. İstisnasız her kriz öncesinde yine ‘TV’ ünlüsü ekonomistler ekranlara çıkıyor ve getiri eğrilerinin artık işe yaramayacağını, bu sefer durumun farklı olduğunu iddia ediyor. Her defasında yanılan kendileri oluyor ama özellikle Amerika’da TV’ler bu insanlara mikrofon uzatmaya devam ediyor. Hatta bunları önemli yöneticilik görevlerine getirip bir de üzerine Nobel dahil bir sürü ödül veriyorlar. Getiri eğrileri gibi her seferinde doğru sonuç veren göstergelere dikkat çeken ekonomistleri ise ellerinden geldiğince geri plana itiyorlar.

Bu durumdan ne anlayabiliriz? Toplumsal güç ve iktidar odakları ekonomi biliminin gerçekten anlaşılmasını istemiyor. Bu nedenle iktisat ilmini doğru anlatanları değil işi sürekli sulandıran, beceriksiz hatta gerçekleri bilerek saklayan kötü niyetlileri ön plana çıkarıyorlar. Kitlelerin ekonomik kriz olacağını bilmesini istemiyorlar. Tıpkı deprem olacağını bilmelerini istemedikleri gibi. Günümüzde her toplumda yöneticiler insanların hiç kriz olmayacakmış gibi ya da hiç doğal afet olmayacakmış gibi yaşamaya devam etmelerini tercih ediyor.

Türkiye’de son yıllarda iktidar odakları “hiç sorun olmayacak, olsa da bu kaderdir” anlayışını bilim yobazları değil din yobazları üzerinden topluma enjekte etti. Bu nedenle toplum şu anda doğal biçimde pozitivist yobazları, dinci yobazlara üstün tutuyor. Oysa dinci yobazların felaketleri kadere havale etmesi kötü olduğu gibi bilimci yobazların akademik post kavgaları nedeniyle topluma gerçek bilimsel verilerin aktarılmasına engel olması da kötüdür. 

Pozitivist yobazların bilim kabul etmediği ekonomide, 2022’de de aynı senaryoyu yaşıyoruz. Getiri eğrileri geçtiğimiz yıl ABD’de terse döndü. Buna göre 2023 en geç 2024’te büyük bir dünya krizi başlayacak. Ancak yerli ve yabancı bazı ekonomistler şimdiden ‘bu sefer farklı’, ‘getiri eğrileri artık işe yaramıyor’ demeye başladı. Öyleyse kendilerine getir eğrileri gibi etkili ‘yeni bir kriz işareti’ sunalım: Yumuşak İniş Arama Oranları.

Getiri eğrileri artık işe yaramıyor kriz olmayacak diyen iktisatçılar, ABD’nin bu sefer yumuşak iniş yapacağını iddia ediyor. Yani Amerika ve dünya ekonomisi hızlı bir iktisadi daralma ve kriz yerine, ekonomik faaliyetin yavaş yavaş azaldığı ve daralmaya düşmediği bir hareket yapacak diyorlar. Oysa geçmişte bu tip söylemler ne zaman yayılsa hemen ardından kriz olmuş. Yumuşak iniş senaryolarının gündeme getirilmesi bile aslında krizin çok net bir işareti. Aşağıda yer alan grafikte ‘Google’da ‘Soft Landing’ yani Türkçesi ile ‘Yumuşak İniş’ ifadesinin aranma sıklığı oranlarını görüyorsunuz.

Grafik 1

Google Trends’in mobil versiyonda 2004-2023 dönemi için ürettiği bu grafikte yer alan verilere göre ‘Soft Landing’ ifadesinin Google’da aranma oranı ABD’de 46 puana ulaşırsa finansal kriz meydana geliyor. Yumuşak İniş Arama Oranı 2007 yılı ortalarında 46 puanı geçmiş. 1 Ocak 2008’de 65 puana tırmanmış. Bu gelişmenin ardından Eylül 2008’de yani gösterge 46 puana ulaştıktan yaklaşık 15 ay sonra kriz olmuş. Soft Landing oranı 1 Ocak 2018’de tekrar 46 puanı görmüş. Yaklaşık 27 ay sonra 2020 Mart ayında finansal piyasalar çökmüş. Bu iki olayda 46 puanlık sinyalin ardından krizin oluşmasına kadar geçen süre ortalama 21 ay olarak gerçekleşmiş. Son olarak Yumuşak İniş Oranı Ocak 2021’de 46 puanı gördü. 1 Ocak 2022’de ise 76 puana tırmandı. 2008 Krizi dönemini bile geride bıraktı. Yeni göstergenin kriz sinyali vermesinin ardından şu an 26 ay geçti. Önceki iki krizin 21 aylık ortalamasını geride bırakmış durumdayız. Yeni kriz işaretini diğer göstergelerle birlikte okuduğumuzda en geç 2023 ikinci yarısı ya da 2024’te bir ABD ve dünya finansal krizi başlama olasılığı çok yüksek.

Krizlerin zamanını bilmek ne işe yarar? Birey olarak, şirket olarak ve hatta devlet olarak doğru zamanda krize ve kriz sonrası gelişmelere karşı doğru pozisyonlar aldığınızda normal dönemlerde gerçekleştiremeyeceğiniz kadar çok büyük kazançlar elde edersiniz. Aşağıda kapak fotoğrafını görebileceğiniz kitabım ile 2020 Yılında tarihi bir küresel kriz başlayacağını daha 2013’te tahmin edebilmiştim. Aslında 2023-24 döneminde beklediğim kriz 2020’nin ikinci aşamasını oluşturacak.

Grafik 2

Dinci yobazların ruh ikizi olan pozitivist yobazlar akademik mevki, uluslararası ödül, TV popülaritesi vs peşinde koşmaya devam etsin. Onların bilim saymadığı gerçek iktisat yani ekonomi-politik bilimi gelişmeye devam ediyor.