Son günlerde özellikle sosyal medya yorumlarında bir efsane sıkça tekrar edilir oldu: “ABD kripto paraları insanları buraya toplayıp batırmak için icat etti. Böylece piyasaya sürdüğü dolarları yok ediyor.” Gelin bu iddia ne kadar mantıklı ya da gerçek, birlikte inceleyelim.

Öncelikle ABD’nin bütçesi, dış ticareti ve cari işlemleri sürekli büyük açıklar veriyor. Üstüne yılda 700-800 milyar dolar gibi devasa askeri harcamalar yapması gerekiyor. Amerika ihracattan nette para kazanamadığına göre tüm bu masrafları karşılayabilmek için elinde tek bir araç var: Sınırsız bir biçimde üretebildiği ‘dolar’. ABD’nin kendisi için hayati öneme sahip olan küresel rezerv para birimi sınırsız dolara karşı kendi kendine dolara rakip olacak sınırlı bir rezerv para olan Bitcoin'i ve blockchain teknolojisini icat etmiş olması son derece mantıksız. Bu öyle bir teknoloji ki Amerika, istediği anda Bitcoin'i teknik olarak kapatamıyor. Washington neden bizzat kendisi kendi başına böyle bir bela açsın.

Kriptoların para yakmak için kasten düşürüldüğü iddiasına gelecek olursak. Tüm dünyada kripto varlıkların ulaştığı tarihi yüksek piyasa değeri, Coingecko verilerine göre Kasım 2021’de 3 trilyon dolardı. Bugün ise rakam 0,8 trilyon dolara geriledi. Bir başka deyişle kriptoların değerinde 2,2 trilyon dolar düşüş meydana geldi. Oysa ABD’nin 2008 Krizi’nden bu yana bastığı para miktarı bunun çok çok üzerinde. 2008’e kadar Amerika 200 yıllık tarihi boyunca sadece 1 trilyon dolar merkez bankası parası basmıştı. Krizden sonra geçen 14 yılda ise 200 yılda ürettiğinin yaklaşık 8 katını basıp piyasalara sürdü. ABD 8 trilyon dolar üretirken kriptoda erime sadece 2,2 trilyon dolar oldu.

Üstelik piyasa değerinin artması gerçekten para üretme anlamına gelmez. Örneğin bir kripto varlığı 1000 dolara almış olun. Daha sonra bir borsada bu varlık 2000 dolardan el değiştirmiş olsun. Evet elinizde tuttuğunuz varlığın değeri bir süreliğine 2000 dolara çıkmış olur. Ancak siz 2000 dolardan bu varlığı satsanız bile toplam küresel piyasaya ek yeni para girişi yapılmış olmaz. Öte yandan tam tersi yaşansa, örneğin varlığın değeri 500 dolara düşse yine tüm dünya piyasalarından para da çıkmış olmaz. Sadece sizin yaptığınız 500 dolar zarar başkasının cebine kar olarak girmiş olur.

Küresel toplam piyasaya para girişi iki yoldan gerçekleşir:

  1. Merkez bankalarının para basması ya da parasal genişleme (QE) yapması (Küresel para üretiminin yaklaşık yüzde 5 ila yüzde 10’u bu taraftan gelir)
  2. Bankaların kredi vermesi (Tüm dünyada paranın yüzde 90-95’ini krediler kanalı ile bankalar üretir)

Aynı şekilde para yakma da yine ancak merkez bankalarının QE yerine parasal daralma (QT) yapması ya da bankaların verdiği borçların kapatılması ya da ödenemeyip temerrüde düşmesi ile olur. Piyasa değeri değişimlerinin para üretme ya da yakma ile bir ilgisi yoktur.

ABD merkez bankası QE yaptığında gerçekten yoktan dolar var eder ve bunu piyasalara verir. Tam tersi işlem yapıp QT yani para yakma başlattığında ise piyasadan topladığı gerçek dolarları yine gerçekten yok eder. Piyasadan para çekip reel olarak ortadan kaldırmış olur. Örneğin Fed, Nisan 2022’den bu yana yaptığı QT ile piyasadan 400 milyar dolar topladı ve bu parayı gerçekten tamamen yok etti. Tabii Fed, kağıt dolarları toplayıp arka bahçesinde benzin döküp yakmıyor. Tüm bu basma ve yakma işleri dijital kayıtlar üzerinde gerçekleşiyor.

Ayrıca Amerika piyasalar yoluyla para yakmak istese en son bakacağı yer kripto paralar olur. Çünkü 3 trilyon dolarlık tarihi zirve piyasa değeri sizin ve benim için büyük para olabilir ancak ABD için bu miktar çıtır çerezdir. Örneğin Bank of America’ya göre Kasım 2021’de Fed’in başlattığı daraltma politikası sonrası küresel hisse senedi ve bono piyasalarında yok olan değer 30 Eylül itibari ile tam 46 trilyon dolardı! Piyasa değerlerini düşürerek para yakılıyor olsaydı Amerika bunu zaten klasik piyasalarda fazla fazla yapıyor olurdu. Yani para yakmak için ABD gizli servislerinin Bitcoin ve blockchain’i icat ettikleri iddiası yine son derece mantıksızdır.

Varlıkların piyasa değerinin düşmesi para üretimini ‘teminat’ tarafında dolaylı olarak etkileyebilir. Bankalar kredi verirken ‘teminat’ ister. Verdiğiniz teminatların değeri aşırı düşerse kredileriniz erken kapatılabilir, yenilenmeyebilir ya da temerrüde düşebilirsiniz. Bu da ancak dolaylı olarak piyasadan ‘kredi-para’nın yok olmasını sağlar.

İyi ama Amerika kripto piyasalarına hiç mi müdahale etmiyor? Elbette ediyor. Örneğin dönemin CFTC Başkanı Christopher Giancarlo, Trump yönetiminin Bitcoin'i durdurmak için 2017 sonunda türev işlemleri başlattığını Ekim 2019’da itiraf etti. Peki Trump başarılı olabildi mi? Hayır. Bitcoin bir düşüş sezonundan sonra yine geri geldi. Yerini kaybeden Bitcoin değil Trump oldu...

Kaynaklar

(1) https://www.coingecko.com/en/global-charts 
(2) https://fred.stlouisfed.org/series/WALCL
(3) https://finance.yahoo.com/news/46-trillion-wipeout-stocks-bonds-173928517.html
(4) https://www.coindesk.com/markets/2019/10/22/trump-administration-popped-2017-bitcoin-bubble-ex-cftc-chair-says/?outputType=amp