Tarihin ilk kripto parası Bitcoine karşı bugüne kadar bir çok eleştiri yapıldı. Fiyatı çok dalgalı, aşırı enerji tüketiyor, işlem hızı yavaş, yeterli sayıda işlem yapamıyor vs vs. Yıllarca bu görüşler hakkında olumlu ya da olumsuz bir sürü de yayın ortaya konuldu. Ancak bir eleştiri var ki bugüne kadar fazla üzerinde durulmadı. Bazıları Bitcoin ve kripto varlıkların sadece çok küçük bir azınlığı zengin etmek üzere kurgulanmış bir oyun olduğunu, sistemin adil olmadığını iddia ediyor.

İlk duyduğumuzda bu fikir kulağa son derece mantıklı da geliyor. Bitcoin Temmuz 2010’da borsalarda ilk kez işlem görmeye başladığında fiyatı sadece 0,008 dolardı. (1) Oysa bugün bu yazıyı yazdığım saatlerde BTC 30473 dolardan işlem görüyor. Yani Bitcoin yaklaşık 13 yılda 3,8 milyon kat yükseliş gösterdi. Elbette çok az kişi bu kadar yıl sabredip bu inanılmaz değer artışından faydalandı.

Ancak Satoshi Nakamoto’nun Bitcoin tasarımı, en başta birilerini zengin etmeyi amaçlamamıştı. Bitcoinin hedefi ilk oluşturulan veri bloğunda yer alan ‘The Times Gazetesi’ başlığında da ifade edildiği gibi sınırsız para basılmasına ve bankaların kurtarılmasına karşı çıkmaktı. Satoshi bu hedefe ulaşabilmek için Bitcoini sınırlı bir rezerv para olarak dizayn etmişti. 

Sınırsız para, ekonomik büyümeden daha hızlı üretilebildiği için sürekli az ya da çok enflasyon oluşturur. Ayrıca istediğiniz anda sınırsız paranın miktarını hiçbir maliyet olmadan hemen artırabilirsiniz. Böylece eğer bankacı dostlarınız yanlış işler yapıp ekonomiyi mahvettiyse, hemen havadan para basıp onları kurtarabilirsiniz. 

Buna karşılık sınırlı bir rezerv para olan Bitcoinin, şu ya da bu kişiyi zengin etmek gibi bir derdi yoktur. Bitcoin yıllar geçtikçe enflasyona karşı alım gücünüzü korumayı hedefler. Ayrıca Bitcoin üretmenin daima donanım, işgücü ve elektrik vb’den oluşan bir maliyeti vardır. İstediğiniz anda herhangi bir maliyet olmadan dilediğiniz kadar Bitcoin üretemezsiniz. Ne zaman, hangi şartlar ile ne kadar Bitcoin üretileceği, yazılım içerisinde önceden belirlenmiştir. Bu durumda yanlış ekonomik kararlar alan aktörler batarsa, herhangi bir otorite istediği kadar Bitcoin üretip kurtarma operasyonları da yapamaz. 

Sınırsız kağıt paraları ve sınırlı Bitcoini yanyana koyduğumuzda aslında BTC’nin çok daha adil bir ekonomik düzeni hedeflediğini görebiliriz. Bitcoin tasarruf eden ve doğru risk yönetimi yapan ekonomik aktörleri ödüllendirir. Sınırsız paralar ise sürekli gerekli-gereksiz harcama yapmayı, borç almayı vb özendirir. Enflasyon ile birikimlerinizi eritir. Üstelik bu hastalıklı gidişat krizle sonuçlandığında da krizin asıl sorumlularını cezalandırmaz aksine onları kurtarmaya imkan sağlar.

Bazıları Bitcoinde treninin artık kaçtığını, çok az kişinin binlerce ya da milyonlarca kat kar elde ettiğini, bir daha bu fırsatın asla gelmeyeceğini ve bunun adaletsizlik olduğunu düşünüyor. Oysa Bitcoinin adil yönü birlerini zengin ya da fakir yapmasından değil herkese istediği anda enflasyona karşı koruma imkanı vermesinden geliyor. On yıl önce değil bugün de Bitcoin ya da projesi iyi olan başka bir kripto varlığa yatırım yaptığınızda yine önümüzdeki yıllarda enflasyonun çok üzerinde getiri elde etmeyi büyük oranda garantiliyorsunuz.

Onlarca belki yüzlerce yıl geçse de bu durum değişmeyecek çünkü Bitcoin üretim adedi sınırlı ve bir noktadan sonra neredeyse hiç yeni üretim yapılmayacak. Fakat ekonomi sürekli büyümeye devam edecek. Böylece Bitcoinin fiyatı büyük dalgalanmalar gösterse ya da zamanla yükseliş hızı yavaşlasa da yıllar içerisinde sürekli yukarı doğru gitmeye devam edecek. Diğer blok zincir projelerine ait coinler de Bitcoini takip ettiği için onlar da projeleri ekonomik değer ürettiği sürece  yükselecek.

Öte yandan “Birileri daha önceden Bitcoin satın aldı. Bize Bitcoin kalmadı. Bu da adil değil” diyebilir miyiz? Çok eskiden Bitcoin satın almış olanlar büyük kar elde ettikleri için elbette günün birinde kendi ekonomik ihtiyaçları ya da yatırımları için o Bitcoinleri bozduracak. Bitcoinin kullanımı yaygınlaştıkça mecburen Bitcoin sahibi kişi sayısı da sürekli artacak. 

Bir başka soru daha akla geliyor? Dünya nüfusu devamlı büyürken Bitcoin adedi sınırlı ise herkese yetecek kadar Bitcoin olmayabilir mi? Böyle bir durum da adaletsizlik olmaz mı? Bunlar altın için de hep gündeme getirilen konulardır. Ancak sınırlı paralar ile ilgili bu tip endişelere gerek yoktur. Çünkü öncelikle sınırlı paralar bölünebilir. Örneğin bir Bitcoin, 100 milyon Satoshiden oluşur. Muhtemelen önümüzdeki on yıllarda zaten Bitcoinlerden değil onun adeta kuruşu ya da ‘cent’i olan Satoshilerden bahsedeceğiz. Ayrıca her sınırlı paranın yanında ona çok benzeyen ama daha az sınırlı olan bir yardımcısı da olur. Mesela altın için bu gümüştür. Bitcoinin ise bir çok benzerleri mevcut. Zaman içinde bu yardımcı sınırlı paralar asıl sınırlı paradan daha da çok kazanç sağlar.

İyi ama sürekli bölünebiliyorsa ve yanında hep benzerleri varsa bunlar nasıl sınırlı para? Sınırlı parasal varlıkların özelliği, mutlak sınırlı olmalarından çok, ekonominin büyüme hızına göre göreceli olarak sınırlı kalmalarıdır. Sınırlı para ekonomik faaliyetten daha yavaş hızda piyasaya çıkıyor ve üretimi için mutlaka bir maliyet gerekiyorsa enflasyona karşı koruma ve sorumsuz ekonomik aktörleri cezalandırma görevlerini yerine getirecektir.

Bitcoin toplumun çok küçük bir kesimini zengin etmek amacıyla oluşturulmuş bir sistem değildir. Bir takım kişiler erkenden Bitcoin satın alarak zengin olmuş olabilir. Genelde bu durumu yaşayan az sayıda kişi Bitcoinlerini bir yerlerde unutanlar oluyor. Yoksa değer bu kadar hızlı artarken psikolojik olarak bir noktada satıp çıkmamak çok mümkün değil. Öyleyse fırsatlar kaçtı mı? Çok az sayıda unutkanın büyük zengin olduğu bu kripto varlıklar ekosistemi adaletsiz mi?

Bu noktada Bitcoinin çok önemli bir başka özelliği adil bir açılım daha yapıyor. Bitcoin sadece tarihin ilk kripto parası değil aynı zamanda tarihin ilk blokchain ürünüdür. Bitcoin ile doğan blokzincir teknolojisi ise paranın çok ötesinde başka alanlarda da ekonomik devrim oluşturuyor. Önümüzdeki 10 yıllarda blockchainler bilgi işlemede ve veri depolamada, özellikle onay mekanizmalarını ortadan kaldırarak arazi, bina, işgücü, enerji vb kalemlerde 10’larca trilyon dolar tasarruf sağlayacak. Her yeni blokchain bilgi ekonomisinde yeni bir demiryolu, kanal ya da otoban işlevi görecek. Yeni blog zincirler üzerinde sürekli ortaya çıkacak başka başka uygulama ve projeler trilyonlarca dolar değerinde yepyeni ekonomiler oluşturacak. Böylece paranın ötesinde finansal hizmetler, veri depolama, veri paylaşma, veri işleme, sağlık, eğitim, eğlence, lojistik, yapay zeka vb bir çok alanda sayısız yeni blokchain projesi ortaya çıkacak.

Bitcoin 13 yılda milyonlarca kat yükselirken birilerinin zengin olduğunu ve kendisinin fırsat kaçırdığını düşünenler için önümüzdeki yıllarda belki 100 binlerce yeni blokzincir projesinde yepyeni başka fırsatlar doğacak. Üstelik Bitcoinin ilk yıllarından farklı olarak artık hemen her birey blokchain yazılımı öğrenebiliyor. Yani yeni fırsatları proje olarak bizzat kendiniz bile oluşturabilirsiniz. 

Evet bir çok kripto varlık yatırımcısı yalnızca kısa zamanda zengin olmaya çalışıyor. Ve evet bu çoğunluğun hırs ve açgözlülüğünü kullanmaya hazır çıkar odakları da bol bol mevcut. Ancak aynı zamanda kripto yatırımcıları sayesinde blokchain teknolojisinde yenilik yapmak isteyen girişimci ya da yazılımcılara sürekli kaynak akıyor. Böylece teknoloji daha hızlı gelişiyor, ekonomi daha süratli bir şekilde dönüşüyor ve kripto ekosistemi sürekli daha fazla artı değer oluşturacak şekilde gelişiyor.

Kripto varlıkların aslında hiçbir işe yaramadığını, bir grup piyasa yapıcının büyük merkezi borsalar kurup milyonlarca insanı buralara çektiğini ve sadece ellerindeki parayı alarak az sayıda başka insana ulaştırdığını düşünüyorsanız; Bitcoin ve blokzincir teknolojisinin ekonomide nasıl bir devrim oluşturduğunu hiç anlamamışsınız demektir.

Kaynaklar:

(1) https://investingnews.com/daily/tech-investing/blockchain-investing/bitcoin-price-history/