Finansal teknolojiler (FinTech) alanında kapsayıcı bir yapı üzere kurulan Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) ilk iki ayını geride bıraktı. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Demet Zübeyiroğlu, bu süreçte alınan yolu ve gelecek planlarını Cointelegraph için detaylandırdı:

FINTR’nin kurulma amacı nedir? Dernek olarak neyi hedefliyorsunuz? KoopHub ile başlayıp, FINTR ile evrim geçiren süreci anlatabilir misiniz?

Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği’nin kuruluş amacını, yurt içinde ve yurt dışında finansal inovasyon ve finansal teknoloji sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak olarak ifade edebilirim. Bankacılık, sigorta, sermaye piyasaları, ödeme hizmetleri ve diğer finansal sektörlerde, inovasyonun ve ileri teknoloji uygulamalarının yaygınlaşmasına yönelik çalışmalar yürüterek, fintech sektörüne kapsayıcı bir bakış açısı sunmayı hedefliyoruz.

Fintech sektöründeki sancı noktalarının çözümlenmesi, regülasyon çalışmalarının proaktif şekilde sektörün katılımı ile yürütülebilmesi, ülkemizdeki fintech sektörü için büyük önem taşıyor. Bu noktadan hareketle FINTR olarak, Türkiye’de fintech ekosistemini güçlendirmek, yenilikçi çözümlerin ve girişimlerin sayısını ve başarısını artırmak, bu girişimlerin uluslararası pazarlarda büyümesini sağlamak ve ülkemizden küresel markalar çıkmasına destek olmak üzere çalışmalar yürütmek için yola çıktık.

Son 5 yıldır sektörün içinde yer alan gerek startuplar gerek büyümekte olan firmalar gerekse geleneksel finansın büyük oyuncularını yakından gözlemleyen, regülasyonları takip etmekle kalmayıp bu konularda regülatörlere yeni bakış açıları kazandırmak üzere çalışan sektör paydaşlarımızla FINTR’nin altyapısını oluşturan çalışmalar yapıyoruz.

Paydaşlarımızla ve ekip arkadaşlarımızla birlikte hem ulusal hem de uluslararası pek çok fintech şirketi, derneği, uluslararası finans merkezi ve kamu kurum ve kuruluşları ile sektörü nasıl ileri taşıyabiliriz konusunda geniş bir çerçevede iletişimdeydik. Geldiğimiz noktada sektörde kapsayıcı bir dernek yapılanmasının temsil açısından mutlak gerekliliğini gördük ve tüm çalışmalarımızı daha da güçlendireceğimize inandığımız bu değerli adımı attık.

Farklı ülkelerin FinTech kültürlerine aşinasınız. Türkiye’de finansal teknolojiye olan ilgiyi ve bu alanda yapılan çalışmaları, küresel liderlere kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fintech sektörü hem Türkiye’de hem de dünyada yüksek potansiyel barındıran, şirketlerin teknolojiyle iç içe yeni bir düzene kavuşmalarını sağlıyor. Sektör, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de güç kazanmaya devam ediyor. 2019 yılında fintech pazarına yapılan yatırımlar dünya genelinde 136 milyar doları bulurken Türkiye’de 102 milyon dolarlık bir hacme ulaştı. 

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve iş yapış şekillerini büyük ölçüde değiştiren COVID-19 pandemisinin yarattığı olağanüstü duruma uyum sağlamak açısından bakıldığında, fintech sektörü öne çıkan sektörlerden biri oldu. Birçok ülke, sağlık sorunlarının yanında ekonomik ve finansal zorluklarla da uğraşmak zorunda kaldı. İş dünyası bu dönemde çalışma modelini değiştirmek zorunda kalırken hanehalkları açısından tüketim alışkanlıkları, öncelikleri, harcama noktaları ve araçları farklılaştı. Hem şirketler hem de tüketiciler açısından finansal hizmetlere ve dijital ödeme araçlarına uzaktan erişimin önemi pandemi döneminde daha net bir şekilde anlaşıldı.

Ülkemizde finansal hizmetlerin pek çok çevre ülkeye kıyasla her zaman birkaç adım önde olduğu zaten bilinen bir durumdu. Ancak pandemi ile birlikte finansal teknolojiler alanındaki öncülüğümüz ve başarımız bir kere daha ispatlanmış oldu.

Kripto paranın finansal teknolojiler açısından durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?  

Blokzincir ve dağıtık teknolojiler finans sektörünün de içinde olduğu pek çok alanda verinin korunması ve paylaşılması açısından önemli bir alternatif alan yarattı. Kripto varlıklarla birlikte geleneksel değişim ve yatırım araçlarının dışında ve geleneksel oyun alanının ötesinde yeni bir paradigma yaratılmış oldu. Bugün itibarıyla, kripto paraların gelişim sürecini halen sürdürdüğünü, geleneksel yatırım ve değişim araçlarını ikame etmenin bugün için pek mümkün olmadığını, ancak derinliğin ve kullanım oranlarının gelişmesiyle kripto paraların kalıcı olacağını söylemek yanlış olmaz.

Kripto paraların kalıcılaşması ve daha geniş kitlelerce kullanılmasıyla geleneksel finans kuruluşlarının ilgisinin artacağını, kripto paraların alternatif olmaktan çıkıp bu kuruluşlarca da yaygın biçimde kullanıldığını ve benimsendiğini göreceğiz. Finans sektörü düzenleyici kuruluşlarının kripto mevzuatına ilişkin yaklaşımlarının artan şekilde pozitif yönde olduğunu görmek bu kanıyı güçlendiriyor. 

Kripto paraların finansal dünyada kabul görmesi için sizce en kritik adımlar neler olacak?

Düzenleyici işlemlerin yaygınlaşması, kripto paraları genel kabul gören finansal enstrüman ve araç formuna bir adım daha yaklaştıracaktır. Kripto paraların değişim ekonomisinde kullanımı ile tokenization esaslı çözümlerin ve programların yaygınlaşması bu sürece olumlu etki edecektir. 

Sizce blockchain’in ekonomik düzende bir altyapı niteliğine kavuşması için neye ihtiyacı var?

Blokzincir’i mucizevi bir çözüm olarak değerlendirmek yaygın görülen yanlışlardan birisi. Özellikle son beş yılda büyük bir heyecan ve ivme yakalayan Blokzincir projelerinin pek çoğunun yaşamadığını görmek üzücü olsa da deneme-yanılma sürecinde bunu normal karşılamak gerekiyor. Böylelikle, Blokzincir ve dağıtık teknolojiler nedir, ne değildir açısından bilinçli ve rasyonel seçimlerin önünün açıldığını, bu tür projeler açısından yatırım olanaklarının genişlediğini göreceğiz.

Sabırlı olmak ve gerçekçi projeleri desteklemek Blokzincir’den azami düzeyde yararlanabilmek, yaygınlaşmasını sağlamak ve ölçek ekonomisi yaratmak açısından olmazsa olmaz bir tutum olarak değerlendirilebilir.