Hafta, piyasalara pozitif bakanlar için mükemmel başlamıştı. Pazartesi JP Morgan, First Republic Bank’ı (FRC) satın aldı. 229 Milyar dolarlık varlıkları ile ABD’nin en büyük 14. bankası olan FRC, geçen hafta iflas etmişti. JP Morgan bu satın alma ile bankacılık çalkantısının büyümesini önledi. JP Morgan CEO’su Jamie Dimon ‘Kriz’in bu aşaması bitti’ dedi.
Aynı gün Başkan Joe Biden, alınan önlemlerin ardından bankacılık sisteminin güvenli ve sağlam olduğunu ifade etti.
Yine, Pazartesi ABD’de Nisan ayı ISM İmalat PMI’ı 46,8 beklenirken 47,1 geldi. 1967’den Bu yana bu veri ne zaman 45 puanın altına düşse kriz olmuş. Mart’ta 46,3 olan ISM İmalat PMI’ının, 45’ten uzaklaşması olumluydu.
Çarşamba sabahı ise 148 bin beklenen ADP Tarım Dışı İstihdam Verisi sürpriz bir şekilde 296 bin olarak açıklandı! Demek ki herkes çalışacak bir yer buluyordu. Ekonomide işler daha nasıl yolunda olabilirdi?
Tüm bu verileri ve gelişmeleri arkasına alan Fed, Çarşamba akşamı piyasaların da beklediği gibi 25 baz puan daha faiz arttırdı. Hatta enflasyonda olumlu gelişmelerin devam etmesi halinde bunun son faiz artışı olabileceği yönünde sinyal de verdi. Karar sonrası düzenlenen basın toplantısında Fed Başkanı Jerome Powell, istihdamın hala güçlü olmasının ‘yumuşak iniş’ senaryosunu masada tuttuğunu belirtti.
Powell ayrıca enflasyonun hemen yüzde 2’lik hedefe inmeyeceğini o nedenle bu yıl faiz indirimi yapmayacaklarını vurguladı. Fed Başkanı, Silicon Valley Bank iflası için ‘tarihte görülmemiş’, FRC batışı için ise ‘istisna’ ifadelerini kullandı. Ortada ciddi bir bankacılık çalkantısı ve ekonomik kriz riski yokmuş gibi konuşan Powell “ABD Bankacılık Sistemi sağlam ve dayanıklı” dedi.
İşte tarihi rezalet tam da bu noktada başladı. Başkan Powell’ın bankacılık sisteminde sorun kalmadığını ilan eden açıklamalarının hemen ardından bu defa 41 milyar dolarlık varlıkları ile ülkenin 53. büyük bankası PacWest satış dahil stratejik opsiyonları değerlendirdiğini açıkladı. Yani kibarca ‘batıyoruz’ dedi.
Bunun üzerine borsada ‘after hours’ta küçük ve orta ölçekli bankalar yine ağır satış yemeye başladı. PacWest yüzde 50’nin üzerinde değer kaybetti!
Western Allience (WAL) yüzde 27, Metropolitan Bank (MCB) yüzde 18, Zions (ZION) yüzde 12 ve Comerica (CMA) yüzde 11 düştü.
Sadece ABD finans piyasalarının değil tüm küresel dolar sisteminin başında yer alan adam ‘bankalarımız sağlam’ diyor; 2 saat geçmeden bir banka daha batma aşamasına geliyor. Diğerleri ağır satış baskısı altına giriyor. Piyasanın başkanı bu kadar hızlı yalanladığı böyle bir rezalet, Fed’in tarihinde bile yoktur.
Skandal burada da bitmedi. Bankaların patır patır dökülmesi üzerine Fox Business’a konuşan (ismini vermek istemeyen) üst düzey bankacılık yetkilileri, Hazine Bakanı Janet Yellen’ın sadece 250 bin dolara kadar değil tüm mevduatlara garanti verme yönünde adım atacağına inandıklarını belirtti.
Ne demişler: “Geçti Bor’un pazarı, sür eşşeği Niğde’ye.” Mart ayında ilk bankalar batmaya başladığında utanmazca suçu kripto varlıklara atmaya çalıştınız. Konunun merkez bankası faiz artışları ile bir ilgisi yok dediniz. İflas eden bankalardan ve diğer kuruluşlardan bono-tahvil alıp karşılığında doğrudan nakit vermek, yani (QE) yapmak yerine, bankalara kredi sağlayarak piyasalara likidite verdiniz. Oysa bu kredilerin faizleri zaten zor durumda olan bankaların gelecek yıllardaki karlarını eritecekti. Üstelik batan bankalarda sadece mevduat sahiplerini kurtardınız. Bankaların hisselerini ya da çıkardıkları bonoları satın alanlar 10 milyarlarca dolar zarar etti. Sadece Credit Suisse iflasında bono yatırımcıları 17 milyar dolar kaybetti.
Her gün bir banka batarken ve para piyasası fonları çok güzel faizler verirken vatandaş mevduatını neden bankalarda tutsun? Bankalardan müthiş bir mevduat kaçışı devam ediyor. Yeni bir banka batarsa kurtarılmayacaklarını bilen yatırımcılar neden banka hissesi satın alsın? Kredilerle kurtarılmış bankaların fiyatları düşse de gelecek yıllardaki karları faize gidecek. Ucuzlasa bile yatırımcılar neden bu kurtarılmış bankaların hisselerini alsın? Zaten almadılar da. FRC’nin kurtarılması için büyük bankalar 30 milyar dolar ödünç vermiş, Fed de adeta sınırsız kredi imkanı sağlamıştı. Sonuçta ne mevduat çıkışı durdu ne de hisse ve bono yatırımcılarının kaçışı.
Dimon, Yellen ve Powell gibiler ‘sorun yok’ dese de, asıl problemler şimdi başlıyor. Her gün batan yeni bir banka kredilerin sürekli daralması demek. Bu da önce ABD, sonra Dünya ekonomisinin yakın dönemde yeni bir krize sürüklenmesi anlamına geliyor.
Peki bu ‘her şey yolunda’ cephesinde buluşan Dimon, Yellen ve Powell gibilerin ortak özelliği nedir? Hepsinin altın, gümüş ve özellikle Bitcoin düşmanı olması…