Son aylarda dünyada yaşanan gelişmeler bana bugün bu soruyu sordurdu! Devletler de bir gün token basarlar mı? Bu soruyu bu yazıda tartışacağım.

Dünyanın şu konjonktüründe dünya ikiye ayrılmış durumda: Bir yanda Global South (Küresel Güney) denilen ülkeler, bir diğer adıyla G77 ülkeleri, diğer yanda ise ABD liderliğinde G7 ülkeleri, bir diğer adıyla Batı Kulübü ülkeleri. BRICS grubu yakında 11 ülke olacak ve Küresel Güneyin iskeletini oluşturan ülkeler de bunlar.

Konuşulan konulardan birisi BRICS ülkelerinin dolara alternatif bir rezerv para birimi ortaya çıkarabileceği idi. 22 Ağustos BRICS toplantısında ortak bir para birimi açıklaması gelmedi, ama çok daha önemlisi, altı yeni ülkenin birliğe katılacağı açıklandı. Bunlar arasında normalde bir masaya bile oturmayacağını düşüneceğiniz İran, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır gibi dört Müslüman ülke var. Bunlar çok ilginç gelişmelerdi. Bu arada Türkiye de bir gün BRICS ülkeleri grubuna katılır mı, orasını göreceğiz. 

Benim baştan beri düşüncem BRICS’in ortak bir rezerv para birimi ÇIKARAMAYACAĞI yönündeydi ve öyle de oldu. Bundan sonra da çıkart(a)mayacaklar ancak BRICS ülkeleri kendi aralarında, hatta başka bazı ülkelerle ve bu arada Türkiye’yle de ikili ticarette değişik yöntemleri deneyecekler. Bu yöntemlerin şu anda görünen bir şekli, ülkelerin aralarındaki ticarette kendi ulusal paralarını kullanmaları şeklinde gerçekleşmekte. Örneğin Rusya geçtiğimiz bahar aylarında Bharat’a (eski adıyla Hindistan’a) rupi karşılığı milyarlarca dolarlık petrol sattı, Bharat da bunu işleyip Avrupa’ya diesel (mazot) olarak sattı. Rusya’nın elinde şu anda en az 30-40 milyar dolarlık rupi var. Bu rupileri ne yapalım diye düşünen Rus devleti şöyle bir yöntem izleyecek: Bharat ülkesinde fabrikalar açacak ve oraya yatırım yapacak. Bu yatırımı da elindeki (başka yerde geçmeyen) rupileri kullanarak yapacak. İlginç değil mi?

Ne var ki, bu şekilde ikili alışverişler ve ikili anlaşmalar bir yere kadar çalışır. Benim burada düşüncem, başka bir fikrin daha bu ülkelerin zihninde bir gün uyanacağıdır. O fikir de şu olacak:

Biz de token basalım!

Bugüne kadar devletlerin token basması fikri kimsenin aklına gelmemiştir sanırım; bu konuyu Türkiye’de benden önce gündeme getiren bir yazar/analist olduysa şaşırırım. Tabii devletlerin token basması derken CBDC’yi yani merkez bankası dijital para birimini kastetmiyorum, bildiğiniz blokzincire kayıtlı token basmayı kastediyorum. 

Devletler, ama Batı Kulübü devletleri değil, Küresel Güney ülkeleri arasında zaman içinde ikili ticari ilişkiler arttıkça bu işleri ulusal para birimleri ile “settle etmek”, yani ödemeler dengesini bulmak zorlaşacak. Yukarıda örneğini verdiğim milyarlarca dolarlık rupinin Rusya’nın elinde patlaması gibi hadiseler artacak, öyle ki bir noktaya gelinecek ki, ülkeler çıkış yolu bulamayınca ortak blokzincir token’ları inşa etmeyi düşünecekler. 

Bugün zaten banka kullanımı kendilerine kısmen ya da tamamen kapalı İran ve Rusya gibi ülke insanları, ticarette üçüncü ülkelerle (mesela Türkiye ile) USDT yani Tether kullanarak ödeme yapmaktalar. Ancak bu Tether’lerin kendi ülkelerinde geçerli yerel para birimlerine çevrilmesi için bu ülkeler yine Batı veya Asya kökenli kripto para borsalarına mahkumlar.

En azından Rusya için durum bu, İran’ın bizde olduğu gibi kendi kripto borsaları var. Rusya’da Binance (kanuni olarak izni olmadığı halde) şirket ve bireylerin kripto paralarını rubleye çevirmekte kullanılmaktaydı. Ancak Batılı devletler Binance’ın bu özelliğini kapattırmak için uğraştılar ve başarılı oldular (BUSD’nin yasaklanması olayı). Şimdi Bybit aynı amaçla Ruslarca kullanılıyor ama onunla da uğraşılacaktır emin olun. Türkiye’deki borsalar ve tezgah üstü döviz/kripto çevirenlerin, örneğin Kapalıçarşı’nın keyfi yerinde: Hem İran hem Rusya kökenli USDT’ler dolara, dolarlar da USDT’ye çevriliyor, ardından da bunlar ya ticari ödeme oluyor veya ülkemizde konut tapusu haline dönüşüyor. Ama ileride bir gün ülkelerin doğalgaz, petrol gibi ödemeleri de boyut atlayınca Kapalıçarşı kullanılabilecek bir alternatif olmaktan çıkacaktır.

Peki o zaman ne olacak? İşte o zaman, ülkeler karşılıklı olarak aralarındaki büyük hacimli ticareti bankalar dışında “settle” etmek için token sistemleri kurmaya başlayacaklardır. Bugün size bu çok uçuk bir fikir gibi geliyorsa yeniden düşünün derim. Çin, Brezilya ve Bharat gibi ülkeler ticaretlerini dolarla yapmaya alternatif aramaya devam ederlerken, bir yandan da Rusya’nın başına gelen, SWIFT’in kapanması, Batı bankalarındaki hesaplarına el konulması ve benzeri yaptırım cezalarını daima hatırlayacaklardır. Aynı şey bir gün kendilerine de olabilir. O halde daha önce toplum içinde aykırı düşünen bireylerin yaptığı gibi neden devletler de kripto paralarda geleceklerini aramaya başlamasın?

Sonuç

Bugün ülkeler halen tam olarak fiat paraların kendilerine ait olmadığını anlayamadılar. Amerika ve Batı tarafından Küresel Güney ülkelerinden bazılarına konulmuş olan finansal yaptırımlar onları bir gün bu gerçekle yüzyüze gelmek zorunda bırakacaktır. Bunu anladıkları zaman da kendi aralarındaki ticarette neden dolar ve benzeri fiat paraları kullandıklarını sorgulayacaklardır. İşte bu sorgulama ne zaman olursa o zaman bilin ki devletler de gelip kripto para teknisyenlerine “Biz nasıl token yaparız usta?” sorusunu soracaklardır.