İngiltere Corona virüsle mücadele kapsamında 330 milyar Sterlin (yaklaşık 2,7 trilyon TL) ekonomik destek paketi açıkladı. Ne var ki bu paketten pay alabilmek için kârlılık ve işin sürdürülebilirliği gözetildiği için, çoğu büyüme aşamasında olan ve kârlılığı olmayan FinTech girişimleri büyük ölçüde paket dışında kaldı. Hal böyle olunca, finansal teknoloji alanında iş yapan şirketler elini taşın altına koydu.
Ülkenin en büyük FinTech girişimlerinden biri olan 1.500 kişilik "neobanka" Monzo, Corona virüs salgınıyla mücadele kapsamında önemli tedbirler açıkladı. Monzo Kurucu Ortağı ve CEO'su Tom Blomfield, 1 Nisan tarihli FinTech Futures haberine göre kendi maaşından önümüzdeki 12 ay için yüzde 100 kesinti yaptı. Diğer bir deyişle, Blomfield bir yıl boyunca ücret almayacak.
Benzer şekilde, tüm üst yönetim ve yönetim kurulu da kendi ödemelerinde yüzde 25 kesintiye razı oldu. Bankanın teknolojisine liderlik eden CTO Meri Willams ise maliyet tedbirlerine destek amacıyla Mart ayı içinde gönüllü olarak işten ayrılacağını duyurmuştu.
FinTech ekosistemi Corona virüsün finansal etkileriyle karşı karşıya
Corona virüs salgınının finansal etkilerini en aza indirmek için neobankanın hazırladığı tedbirler arasında, belirli sayıda personelin ücretsiz izne ayrılması gibi seçenekler bulunuyor.
Piyasa değeri 2,4 milyar dolara ulaşan FinTech şirketi, 100 milyon dolarlık yeni bir yatırım almak için SoftBank ile görüşme halindeydi. Ancak pandemi nedeniyle bu fonlamanın da gecikebileceği ve Monzo'nun 2020 planlarının ciddi bir yara alacağı belirtiliyor.
Cointelegraph'ın 30 Mart tarihli haberine göre, finansal teknoloji dünyasında COVID-19 krizinin etkileri büyük olacak. ABD merkezli borsa aracısı Rosenblatt Securities tarafından yayımlanan rapora göre, piyasa değeri 1 milyar doları aşan finansal teknoloji şirketleri global ekonomideki krizden en fazla hasarı alacaklar.
Piyasalardaki bozunmayla birlikte Corona virüs salgınının iş koşullarını etkileyerek fintech operasyonlarında performans düşüşüne neden olacağını belirten raporda, bu tabloda yatırım almanın zorlaşacağı ve bu nedenle büyüme planlarının anlamsız kalacağı ifade ediliyor. Dahası, satın alma veya halka arz yoluyla yapılacak "exit" planlarının da COVID-19 sonrası dünyada ciddi şekilde değişeceği kaydediliyor.