FTX Çöküşünün ardından piyasalar karışınca kripto varlık düşmanlarına da gün doğdu. FTX’in iş modeli blockchain ve kriptodan ziyade klasik merkezi finansa benziyor. Ama kimin umurunda? Kriptolara sallayan sallayana.

Elbette merkez bankacılar da fırsatı kaçırmadı. Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari kripto varlıklara şu ifadelerle saldırdı:

“…Kripto paralar tamamiyle saçmalık. Ödemeler için asla uygun değiller. Enflasyona karşı koruma sağlamıyorlar. Arzları sınırlı değil. Vergilendirilmesi konusunda bir düzen ve otorite yok. Sadece spekülasyon ve büyük aptal teorisine inananlar için bir araç.”

Baştan aşağı cehalet ve yalan dolu bir konuşma. Kriptoların ödeme sistemi olarak kullanılmaya uygun olanları da var, olmayanları da. Blokzincir teknolojisi ile arzını sınırlı tutan kripto paralar var, arzını düşürenler var, arzını sınırsız yapanlar var. Vergilendirme ve regülasyonun olmayışı kriptoların değil; bu konuyu belki de kasten bugüne kadar başıboş bırakan kamu otoritelerinin suçu.

En komik olanı da kripto varlıkların sadece spekülasyon aracı olup ‘enflasyona karşı koruma’ sağlamadığı iddiası. Dünyanın en kuvvetli dövizi sayılan dolar Bitcoin’in ilk çalışmaya başladığı Ocak 2009 dönemindenden bu yana resmi olarak %41 değer kaybetti. Dünyanın her yerinde gerçek enflasyon resmi enflasyonun yaklaşık iki katı. Bu durumda son 13 yılda dolarda gerçek değer kaybı %82 civarında. Oysa Bitcoin Mayıs 2010’da ilk kez bir alışverişte kullanıldığından bugüne fiyatını 0,0041 dolardan 16700 dolara yükseltti. Yani son aylarda yaşanan büyük düşüşe rağmen Bitcoin 12 yılda dolar bazında 4 milyon kattan fazla değer kazandı! Dünya finans tarihinde enflasyonu bu derecede ezebilen başka bir araç yok!

Tabi ki Kashkari kriptolara saçmalık diyecek. Çünkü Bitcoin merkez bankalarının sınırsız rezerv para üreterek insanları nasıl enflasyona mahkum ettiğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Kashkari’nin kriptolara saçmalık demesi Taksiciler Odası Başkanı’nın Uber’e saçmalık demesi gibi bir olay. Bir işi kendi köhnemiş kurumundan çok daha iyi yapan başka bir organizasyona çamur atma. Başka bir şey değil.

Merkez bankacıların Bitcoin ve kripto varlıklara kızmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi de asıl saçmalığın ne olduğunu herkese anlatmaları. Modern sistemde paranın nasıl üretildiği, başta eğitim kurumları olmak üzere hemen hiçbir yerde anlatılmaz. Gelişmiş ya da gelişmemiş ülkelerde olsun farketmez; halk kendisini çok yakından ilgilendiren bir konuda neredeyse tamamen cahil bırakılmıştır. Bir kişi Bitcoin ile ilgilenmeye başladığında ise merkez bankalarının nasıl para ürettiğini de sorgular. Ve asıl saçmalıkla karşılaşır.

Sınırsız para sisteminde hükümet harcama yapmak istediğinde bir borçlanma senedi çıkarır. Buna devlet tahvili ya da bonosu denir. Devlet bu borçlanma kağıtlarını merkez bankasına verir. Merkez bankası da karşılığında ‘yoktan var ettiği’ parayı devlete gönderir. Böylece rezerv para üretilmiş olur.

Burada çok önemli bir ayrıntı var. Bu borç senetlerinin üzerinde elbette faiz de vardır. Örneğin devlet 100 dolarlık %10 faizle tahvil çıkarmış olsun. Merkez Bankası tahvili alınca devlete 100 dolar gönderir. Devlet bu 100 doları harcar. Bu şekilde para üretildiğinde sistemde sadece 100 vardır. İyi ama her tahvilin faizi de vardır. Devlet, tahvilin ödemesi geldiğinde faizle birlikte 110 dolar ödemeye mecburdur. Peki bu 10 dolar nereden gelecektir? Devlet bu 10 dolar için de borç kağıdı çıkarıp yine merkez bankasına başvurmak zorundadır. Böylece yoktan para var edilen sistemde borçlar sürekli artmak durumundadır.

Bu sistemde, merkez bankasının yoktan para var etme hakkının bir sınırı da yoktur. Bilin bakalım Kashkari hangi açıklaması ile ünlü? Covid salgını başladığında sayın Kashkari TV’ye çıktı ve “Merak etmeyin, Fed’in içinde sınırsız para var” dedi. Pandeminin başında Fed sınırsız para üretme yetkisine dayanarak ABD’nin 2008’e kadar 200 yılda ürettiği dolar miktarının 3 katını 3 ayda basıp piyasaya sürdü. Uzun süre de para basmaya devam etti. Böylece Amerika’da bile enflasyon patladı. Şimdi halkı enflasyondan kurtaran kripto varlıklar saçmalık, bu yapılanlar değil öyle mi?

Günümüzde tüm kurumlar merkez bankasının yoktan para var ettiğinin pek konuşulmasını istemez. Adeta bunu gizler. Çünkü insanlar ‘paranın yoktan var edilebildiğini’ öğrenirse ‘ben niye para kazanmak için eşek gibi çalışıyorum’ diye sormaya başlar. Bir şekilde gerçeği öğrenirseniz de sistem size bunun gayet normal olduğunu anlatır. Hatta tarihin başından beri durumun böyle olduğunu o yüzden bu işe pek de karşı çıkmamak gerektiğini ima eder. Oysa bu da yalandır.

Merkez bankaları 1914’te 1. Dünya Savaşı başlamadan önce parayı yoktan var etmezdi. Para ancak altın karşılığında üretilirdi. Her bir merkez bankası kasasında ne kadar altın varsa ancak o kadar kağıt para basabilirdi. Öyleyse neden bu sistem değişti? Yoktan sınırsız para var edilmesinin tek bir amacı vardır: Merkezi finansal sistemin büyük aktörlerini korumak. Örneğin büyük bankalar yanlış kararlar alıp kendilerini ve piyasaları batırırsa merkez bankası sınırsız para üretip bunlara aktarabilir ve onların kudretli sahiplerini ve yöneticilerini kurtarabilir. Ha bu kurtarma operasyonları ileride enflasyon ve çok daha ağır sistemik krizler olarak toplumun karşısına çıkar ama kimin umurunda. İşte banka sahipleri ve onların emrinde çalışan merkez bankaları, akademi ve medyanın canhıraş bir şekilde saklamaya çalıştığı asıl saçmalık budur.

Vatandaş Bitcoin ile ilgilenirken paranın yoktan var edildiğini ve aslında kriz durumunda bankacılara verildiğini ama kendisinin aynı krizlerde işini kaybettiğini ya da yüksek enflasyon altında ezilmeye mahkum bırakıldığını öğrendiğinde sizce hangi seçeneği daha saçma bulur? Kriptoları mı yoksa Kashkari’nin sınırsız parasını mı?