Dünya Ekonomik Forumu (WEF), kanun yapıcıları ve özel sektördekileri merkez bankası dijital para birimleri ve stablecoin'ler dahil dijital varlıklar hakkında bilgilendirmek için araştırma serisi yayınladı.
WEF, cuma günü dünya genelinden 40 ülkeden 85 kuruluş tarafından oluşturulan araştırma serisi Dijital Para Yönetişim Konsorsiyum Teknik Kılavuz Serisi'ni duyurdu. Seri, stablecoin'leri düzenleyen kanun yapıcıların etkisi, merkez bankası dijital para birimleri (CBDC) ve okuyucuları bunların riskleri, faydaları ve alternatifleri konusunda bilgilendirme gibi konuları içeren sekiz farklı teknik kılavuz içeriyor. Araştırma serisi, buna ek olarak dijital varlıklar için yasal boşlukları ve bu varlıkların finansal katılımı ve uluslararası yardımı artırmadaki potansiyel kullanım alanlarını da ele alıyor.
Yayına katkıda bulunan şirketlerden biri olan Fidelity International'ın CEO'su Anne Richards, “Yatırımcı ve tüketici koruması, kripto paralar ve stablecoin'ler için kaçınılmaz olmaya devam ediyor. Dijital Para Yönetişim Konsorsiyumu bu önemli konuya odaklanıyor ve gelecekteki politika oluşturma sürecini bilgilendirmek amacıyla tüketici risklerini ve yasal boşlukları tespit etmeye değerli bir katkıda bulunuyor," diye açıkladı.
WEF'e göre birçok farklı ülke, CBDC'ler ve stablecoin'ler konusunda yasa dışı faaliyetin önlenmesi, tüketici koruması ve yasal boşlukların olabileceği uluslararası düzenlemeler için yapılacak iş birliğinden fayda sağlayabilir. Kuruluşun yasal boşluklar üzerine teknik kılavuzu, özellikle de siber güvenlik eksikliğinin bir dijital paranın işleyişinin hata veya suistimal nedeniyle aksaması halinde "sistematik finansal kriz" oluşturma riski taşıdığına değiniyor.
WEF'in stablecoin ve CBDC'lerdeki boşluk ve tutarsızlıkları ele almak ve önlemek için önerdiği çerçeve, kuruluşların belirli risk alanlarına odaklanan yöneticilerden oluşan görev güçleri oluşturmalarını ve dijital varlıklar için standartlar belirlemelerini içeriyor. Teknik kılavuza göre bu yaklaşım, sürdürülebilir inovasyonun temellerini atabilir, yasal çerçeveleri birbirine uygun hale getirebilir ve uluslararası iş birliğini artırabilir.