Geleneksel oyun sektörü, yıllar içerisinde hızlı bir dönüşüm geçirerek yerini Web3 teknolojisi çatısı altında toplanmaya başladı. Merkeziyetsizliği, blokzincir teknolojisini ve akıllı sözleşmeleri tek bir paydada buluşturan Web3’ün, son dönemlerde oyun endüstrisinde büyük devrimler yarattığı söylenebilir.
Özellikle Web3 teknolojisinin oyun alanında kullanılmaya başlamasıyla birlikte Play to Earn (P2E) mekanizması da dikkat çekici kavramlardan biri haline geldi. Geleneksel oyun sektörüne yeni bir soluk getiren P2E de son yıllarda dikkatleri önemli ölçüde üzerine çekmeyi başardı.
Geleneksel oyun sektörü ve Web3 teknolojisi arasındaki güçlü bağ, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça benimsenmiş durumda.
Bu bağlamda Cointelegraph Türkiye olarak, geleneksel oyun sektörü ve Web3 teknolojisinin nabzını tutmak için, çeşitli dijital oyunlar ile pek çok oyuncuyu düello ve turnuva etkinlikleri ile bir araya getiren Gamer Arena’nın Blokzincir Başkanı Kerem Büker ile konuştuk.
Geleneksel oyun sektöründe Web3 teknolojileri
Her ne kadar Türkiye’de Web3 ve oyun meraklıları, Web3 teknolojilerinin oyun sektörü üzerindeki çığır açan etkileri hakkında yeteri kadar bilgi ve birikime sahip olsa da Kerem Büker’e ilk olarak Web3 teknolojilerinin geleneksel oyun sektöründeki önemini sorduk. Sözlerine Web3 teknolojisinin geleneksel oyun sektörü için kesinlikle bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek başlayan Büker, Web3 teknolojisinin merkeziyetsiz yapısının oyun ve oyuncular için devrim yaratacak özellikleri beraberinde getirdiğini söyledi. Büker, Web3’ün, alışılagelmiş oyunların ötesinde, sınırların ve kısıtlamaların olmadığı, hem oyuncu kitlesini hem de geleneksel oyun sektörünü ortak bir paydada buluşabileceğinin bir kanıtı olarak gösterdi.
Web3 geliştiricilerinin yalnızca 2022 yılında 7,6 milyar dolar yatırım aldığına dikkat çeken Kerem Büker, toplanan yatırım miktarının, sektörün geleceğine bir nevi ışık tuttuğunu ifade etti. “Web3 ile birlikte doğan yeni meslekler ve uzmanlıklar da geleneksel oyun sektöründe yavaş yavaş yerini almaya başladı” diyen Büker, bu durumun hem sektördeki rekabet ortamını önemli ölçüde tetiklediğini hem de yeni iş modellerini beraberinde getirdiğini sözlerine ekledi.
Web3 oyunlarına olan ihtiyaç hangi seviyede?
Web3, geleneksel oyun sektöründe çığır açıcı özelliklerin aktarılmasında köprü görevi görse de oyuncuların, Web3 oyunlarına gerçekten de ihtiyacı olup olmadığı sorusu da kafaları kurcalamaya devam ediyor. Bu noktada da Kerem Büker, kafa karıştırıcı soru işaretlerini yanıtladı. Büker, Web3 oyunlarının şimdiden büyük kitlelere ulaştığını ve uzun vadede sürdürülebilirlik anlamında ortaya çıkan ihtiyaçları karşılama konusunda büyük role sahip olacağını kaydetti. Geleneksel oyunlarda, oyuncuların sahip olduğu dijital varlıkların genellikle oyun şirketlerinin kontrolünde olduğunu söyleyen Büker, "Web3 oyunları doğası gereği oyunculara daha fazla özerklik, mülkiyet ve kazanç fırsatları sunuyor." dedi. Bilindiği üzere Web3 oyunları, oyuncuların dijital varlıklarını gerçek bir mülkiyet olarak saklayabilmesi açısından geleneksel oyunlardan önemli ölçüde sıyrılıyor. Bunun yanı sıra Büker, geçtiğimiz yıllarda Play to Earn (P2E) yapısının sektöre yön vermesinin yanı sıra büyük bir ilgi ile de karşı karşıya kaldığını hatırlattı.
Play to Earn aracılığıyla oyuncuların, oyun oynayarak gelir elde etme imkanına sahip olduklarını ekleyen blokzincir yöneticisi, bu modelin oyuncular için daha sürdürülebilir bir oyun deneyimi sunmasının ana sebeplerinden olduğuna vurgu yaptı.
P2E’nin (Oyna-Kazan) oyuncular üzerinde olumlu etkilerinin yanı sıra oyun endüstrisi, Oyna-Kazan alanında pek çok başarısızlık örneği ile de karşı karşıya kaldı. Bu noktada ise Kerem Büker’e P2E’nin ileriki süreçlerde kusursuz bir çalışma sistemine sahip olup olmayacağını sorduk. P2E oyunlarının bir dönem başarısızlıklarla sonuçlandığını kabul eden Büker, ileride bu mekanizmanın kusursuz çalışabilen örneklerini görebileceklerine inandığını söyledi. Büker, buna örnek olarak da The Sandbox, Axie Infinity, Alien Worlds ve StepN gibi projeleri gösterdi.
Geliştiricilerin, bu örnekleri göz önünde bulundurarak sürdürülebilir ekonomik mekanizmaları inşa etmeleri gerektiğini düşünen yönetici, Gamer Arena’nın da ekosistemde var olan sorunlara birtakım çözümler aradığının altını çizdi. Büker’e göre Gamer Arena ve ekibi, Challenge & Earn (Meydan oku ve Kazan) modelini tam da bu sebeple geliştirdi. Challenge & Earn modelini mercek altına alan Kerem Büker, konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Gamer Arena ekosistemindeki oyuncular, rekabetin doğası gereği yetenekleri ile ödüller kazanmakla kalmayıp aynı zamanda topluluğumuza ve markalar ile olan iş birliklerimize dahil olmaları ile de ödüllendiriliyorlar. Gamer Arena, bu rekabetçi doğa ve oyunların eğlence ruhu etrafında oluşturulmuş bir platform. Kontrolün oyuncularda olduğu, birbirlerine meydan okumak ve mücadeleleri kazanarak gelişebilecekleri bir platform.”
Rekabetsever Türk oyuncular, Web3 ile kazanıyor
Bir diğer merak edilen konu da Türkiye özelinde Web3 oyunlarının durumu. Türk oyuncuları ileride nasıl bir pazarın beklediği sorusunu Büker'e sorduk. Türkiye özelinde, Web3 oyunlarına ilgiyi oldukça olumlu değerlendiren Kerem Büker, geleneksel pazardan Türkiye’de oyun sektörüne yapılan yatırımların, 2022’de bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 60 artarak 424,7 milyon dolara yükseldiği bilgisini verdi. Bununla birlikte Büker, Türkiye'deki oyun şirketlerinin, Web3 teknolojilerini benimseyerek ve Türk oyuncuların ihtiyaçlarına odaklanarak büyük bir pazar potansiyeline sahip olabileceklerini belirtti.
Büker, ileride Türkiye'de Web3 oyunlarına olan ilginin daha da artmasını ve büyüyen bir Web3 pazarının ortaya çıkmasını beklediğini söyledi. Büker’e göre bu durum, Web3 pazarında, oyuncuları ve şirketleri heyecan verici fırsatlarla karşı karşıya getirecek. Gamer Arena Blokczincir Başkanı Kerem Büker, bunun da dünya pazarına sunulan yeni oyunlar, platformlar ve teknolojik hizmetler anlamına geldiğini ifade etti.