Türkiye kripto sektörünün tüm dikkati Ankara’ya çevrilmiş vaziyette. Ne de olsa Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son yaptığı açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) yetkilendirildiği ve kripto varlıkların menkul kıymet olarak sınıflandırılacağı yeni kripto yasasının eli kulağında. Bakan Şimşek, Mali Eylem Gücü tarafından gri listeye alınan Türkiye’nin bu klasmandan çıkması ve “yatırım yapılabilir” bir pazar haline gelmesi için kripto düzenlemesinin önemine değinmiş ve yasa tasarısının TBMM’ye 2024’ün başında getirileceğini söylemişti.
Kripto regülasyonlarına dair çalışmaların yaklaşık üç yıldır sürdüğü bilinen bir gerçek. Ancak artık yumurta kapıya dayanmış vaziyette. Sektörün paydaşlarıyla ardı ardına toplantılar düzenleyen SPK’nın sadece kripto değil, bankacılık sektöründen temsilcileri de toplantıya çağırdığı ve görüşlerine başvurdukları biliniyor.
“En başta endişelerimiz vardı ama…”
Hem İstanbul hem de Ankara’da gerçekleşen toplantılara katılan sektörün öncü isimleri yeni kripto yasasına dair beklentilerini ve gözlemlerini paylaşıyor. BTCHaber TV’ye konuk olan sektörün kanaat önderlerinden Tansel Kaya söz konusu toplantılara katılmış bir isim. Kaya, Ankara’da süregelen regülasyon çalışmalarını “oldukça yapıcı” gördüğünü söylüyor ancak en başta “çok endişelendiklerini” de gizlemiyor: “Acaba Türkiye’deki vatandaşların yurt dışındaki borsalara erişimi engellenecek mi? Hiçbir şekilde bu işlemlerin yapılmayacağına dair endişelerimiz vardı. Güney Kore’de olduğu gibi kapalı devre bir sisteme mi geçilecek? Varlıklar sadece Türkiye’deki borsalarda alınıp satılacak? Hatta kullanıcıların bunları kendi cüzdanlarına çekemeyecekleri gibi birtakım kaygılarımız vardı. Sonrasındaysa bu kaygıların yersiz olduğunu gördük.”
Kaya tüm bunlara rağmen yasa tasarısında bazı katı ifadelerin yer aldığını belirtiyor: “Bu kanun çıktıktan bir ay sonra yabancı borsalar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet vermeyi keser. Bu aslında sert bir ifade. Fakat buradan şunu anlıyoruz: Yabancı borsalar Türkiye’de temsili bir şirket kurduklarında, ki bunların örnekleri de var yenileri de geliyor, bu durumda hem yurt dışındaki faaliyetleri devam ediyor hem de Türkiye’dekiler devam ediyor. Ama SPK’nın belirli düzenlemeleri var: Eğer menkul kıymet satıyorsanız, bunu Türkiye’de SPK’ya kaydettirerek satmanız lazım. Aracı kurumlar aracılığıyla satmanız gerekiyor. Kanunsuz bir şekilde menkul kıymetleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına reklamını yapamıyorsunuz.”
Kayıtsız borsa açana hapis cezası
“Varsayalım benim bir şirketim var yurt dışında, bunun hisse senetleri var Nasdaq’ta işlem gören. Ben bunun reklamını Türkiye’de yapıp, ‘Gelin benim hisse senedimi alın’ diyorsam, suç işlemiş oluyorum” diye konuşan Kaya, devam ediyor: “Burada da önemli yaptırımlar söz konusu: Kayıt olmadan, izinsiz bir şekilde kripto varlık hizmet sağlayıcısı olma durumunda hapis cezaları öngörülüyor. Üç-beş yıldan bahsediliyor, bu rakam daha da artabilir.”
Kaya, söz konusu katı yaptırımların “Türkiye’de vatandaşların ve KOBİ’lerin izinsiz bir şekilde kripto varlıkları alıp satmalarına engel olacak. Bu da daha önce Gri Liste’den çıkmamız için ön şart olarak konulan kişi ve kurumların kripto varlık alıp satmama sorununu” çözeceğini söylüyor.
“Sermaye yeterliliğinde korkunç rakamlar yok, ancak konsolidasyon gelebilir”
Borsalara getirilecek sermaye yeterliliği konusuna da değinen Kaya, “Belli rakamlar söyleniyor, 50 milyonlar, 100 milyon TL’ler ifade ediliyor. Bunlar küçük rakamlar değil ama bizim Türkiye’deki kripto hacmine bakıldığında da çok korkunç, yerine getirilemeyecek rakamlar değil. Tahminimiz şu: Büyükler yoluna devam edecek, küçüklerin beş-altı tanesi bir araya gelecek, sermaye yeterliliği tamamlanacak ve faaliyetlerine devam edecekler” diye konuşuyor.
Yasaya uymayan yabancılara erişim engeli, hapis ve para cezası
Peki kripto yasasıyla yabancı borsaların akıbeti ne olacak? “Türkçe içerik ve Türkiye vatandaşlarını hedefleyen reklamları kaldıracaklar. Yapmaları durumunda suç işlemiş oluyorlar. Burada da erişim engeli gelmesi söz konusu” diye konuşan Kaya, devam ediyor: “Aslında bu hapis cezası onları da bağlıyor. Yani yabancı bir ülkede kurulu şirket, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kripto varlık hizmeti sağlarsa, aslında suç işlemiş oluyor. Yönetim kurulu başkanının hapse girmesi ve para cezası alması söz konusu.”
Türkiye’nin genelde bu tarz durumlarda yurt dışına yaptırım uygulamadığını belirten Kaya, ABD ve Binance arasında yapılan 4,3 milyar dolarlık anlaşmaya atıfta bulunuyor: “Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) dünyanın her yerinde yaptırım uygulayabiliyor, Binance örneğinde bunu gördük. Yine CZ örneğinde olduğu gibi yönetim kurulu başkanlarını çağırıyor, yargılamasını yapıyor, eğer anlaşma sağlanırsa para cezası uyguluyor. Bizde de tahminen BTK tarafından trafiğe engel getirilecek. Burada daha yapıcı bir süreç var. Burada maksat engellemek ya da yasaklamak değil. Bu borsaları iş birliği içerisinde sokmak hedefleniyor. Burada da beklenti şu: MASAK’ın yapılan işlemlerden haberdar olması lazım. Kara para aklama, terörizm finansmanı gibi faaliyetlerin engellenmesi için bu bir gereklilik.”
“Yabancı borsalarla para yurt dışına kaçıyor, bunu engellemeye çalışıyorlar”
Kripto yasasında son kullanıcıyı belki de en çok ilgilendiren konulardan biriyse vergilendirme. "Bilmeyenler endişelenmesin, kripto varlık alanların kazancından elde edilen bir vergiden bahsetmiyoruz” diye konuşan Kaya, yerli borsaların aldıkları komisyonlardan KDV ve yıl sonunda gelir vergisi ödediklerini, yabancı borsalarda ise bu durumun söz konusu olmadığını hatırlatıyor: “Yabancı bir borsayla işlem yaptığınızda vergi tahsil edilmiyor, Türkiye’ye para girmiyor. Varsa da yurt dışına gidiyor bu para. Bunun önüne geçmeye çalışıyorlar.”
“Türkiye vatandaşlarına faaliyet göstermek istiyorlarsa, sıkıntıya katlanmak zorundalar”
Kaya’nın aktardıklarına göre, SPK konuya dair “ilginç bir formül” geliştirmiş durumda. “Kaydolan tüm borsalar gelirlerinin bir bölümünü, yüzde 10 olarak telaffuz ediliyor şu sıralar, SPK’yla paylaşacak. Bu, Borsa İstanbul’da da böyle. Ben en başta biraz yadırgadım bu durumu. Kârdan değil, gelirden paylaşılacak ve bu oldukça büyük bir rakam” diye konuşan Kaya, devam ediyor: “Ama şöyle de düşünmek lazım: Normalde biz bir global borsada işlem yaptığımızda 1 TL veriyoruz komisyon. Ve bu komisyonun 99 kuruşu yurt dışına gidiyor. Yurt dışı borsası sizin adınıza işlem yapıyor, kriptonuzu alıyor ve size gönderiyor. Aslında içeride çok yüksek bir kâr kalmıyor. Yani kârın üzerinden yapılması çok cazip değil. Ama gelir üzerinden yapıldığında siz otomatikman yabancı borsayı vergilendiriyorsunuz. Onlar burada eğer Türkiye vatandaşlarına faaliyet göstermek istiyorlarsa, bu sıkıntıya katlanmak zorundalar.”
Kaya, gelecek düzenlemenin doğrudan yabancı borsalara yasak getirmeyeceğini de sözlerine ekliyor:
“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ister yerel borsa isterse de yurt dışındaki borsalarda hesabını açabilir. Burada direkt bir müdahale yok. Burada biz sorumlu oluyoruz. Bize reklam yapmayan yabancı borsada hesabı açarak riski biz alıyoruz.”