Tether, kullanıcıların biyometrik bilgileri üzerinde kontrol sahibi olmasını sağlamayı amaçlayan, birden fazla giyilebilir cihaz ve sağlık uygulamasından gelen verileri tek bir yerel işlemli gösterge tablosunda birleştiren yeni bir platform başlattı.
QVAC Health adlı platform, fitness takipçileri, beslenme uygulamaları ve diğer giyilebilir cihazlardan gelen verileri çevrim dışı çalışan şifreli bir gösterge tablosunda topluyor. Platform, harici sunuculara bağlı kalmadan etkinlik, öğün, semptom ve ilaç kayıtlarını analiz etmek için cihaz üzerindeki yapay zeka ve eşler arası model indirmelerini kullanıyor.
Çarşamba günü yapılan duyuruya göre, uygulama, öğün fotoğraflarından kalori ve makro besin değerlerini tahmin edebilen deneysel bilgisayarlı görme araçlarını içeriyor ve bu kayıtları birden fazla giyilebilir cihazdan gelen verilerle ilişkilendirerek aktivite, toparlanma veya uyku gibi kalıpları belirleyebiliyor. Tüm bu işlemler, kullanıcının cihazında yerel olarak gerçekleştiriliyor.
Tether CEO’su Paolo Ardoino, platformu “sağlık verileri için tarafsız bir alan” olarak tanımladı ve bunun “şirketin gizliliği koruyan yerel zekaya olan bağlılığını” yansıttığını söyledi.
Dünyanın en büyük stablecoin ihraççısı olan Tether, gelecekteki güncellemelerin, uygulamanın belirli giyilebilir cihazlardan verileri doğrudan Bluetooth Düşük Enerji bağlantıları aracılığıyla okumasına olanak tanıyacağını, böylece bilgilerin üretici API’ları veya bulut hizmetleri üzerinden yönlendirilmeden işlenebileceğini belirtti.
Platform, merkezi platformlara bağımlı olmadan çalışacak şekilde tasarlanmış eşler arası, cihaz tabanlı yapay zeka sistemleri geliştiren Tether Data’nın QVAC projesinin bir parçası.
Verified Market Research raporuna göre, küresel fitness takipçisi pazarı 2024 yılında 52,29 milyar dolar değerindeydi ve 2032 yılına kadar 189,98 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Başlıca fitness takip cihazı üreticileri arasında Apple, Fitbit, Samsung ve Huawei yer alıyor.
Gizlilik endişeleri kripto genelinde yeni gelişmeleri tetikliyor
Tether’in yeni platformu, Ardoino’nun 2024 yılında yaptığı açıklamalarla da örtüşüyor. Ardoino, kullanıcı cihazlarında doğrudan yerel yapay zeka modelleri çalıştırmanın, verilerin merkezi sunucular aracılığıyla toplanmasını veya açığa çıkmasını önlemenin tek güvenilir yolu olduğunu savunmuştu.
Eski Beyaz Saray danışmanı David Holtzman, Aralık 2024’te Cointelegraph’a yaptığı açıklamada, yapay zeka destekli veri birleştirme ve gelecekteki kuantum tehditlerinin, büyük veri depolarını özellikle savunmasız hale getirdiğini söylemişti.
Holtzman, yapay zekanın davranışsal ve işlem verilerini hızla birleştirerek hedefleri daha hassas biçimde tanımlayabileceğini, gelecekteki kuantum saldırılarının ise günümüzün şifreleme standartlarını sektör genelinde kırabileceğini belirtti. Ayrıca, merkeziyetsiz sistemlerin büyük, merkezi veri depolarından kaçınarak bu riskleri azaltmaya yardımcı olabileceğini ekledi.
Gizliliğe yönelik çeşitli tehditler, kripto topluluğunda da bazı adımları tetikledi. Haziran ayında, Ethereum kurucu ortağı Vitalik Buterin, insanların kimliklerini veya belirli hizmetlere erişim haklarını tüm kişisel bilgilerini açıklamadan kanıtlamasına olanak tanıyan “çoğulcu kimlik” modelini önerdi.
Aralık ayında Fortune, Circle’ın Aleo ile birlikte, gerektiğinde uyum kayıtlarını sağlayabilme özelliğini korurken kurumsal kullanıcılara bankacılık düzeyinde işlem gizliliği sunmak üzere tasarlanmış USDCx adlı gizlilik artırılmış bir stablecoin geliştirdiğini bildirdi.
Veri ifşası ve gözetim konusundaki artan endişeler, gizliliğe odaklanan kripto paralarına olan ilgiyi de yeniden canlandırdı. Zcash protokolü, bu eğilimin başlıca kazananlarından biri olarak öne çıktı.