Bitcoin'in (BTC) üretiminde kullanılan elektrik karışımı, yeni verilere göre son birkaç yılda derinlemesine değişiklik gösterdi. Nükleer enerji ve doğal gaz, Bitcoin madenciliğinde kullanımı en hızlı artan enerji kaynakları haline geldi.

Cambridge Alternatif Finans Merkezi (CCAF), bugün Bitcoin madenciliğine özel veri kaynağı Cambridge Bitcoin Elektrik Tüketim Endeksi (CBECI) için büyük bir güncelleme yayınladı. 

Cambridge’in verilerine göre, Ocak 2022 itibariyle kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar, Bitcoin'in üretiminde kullanılan toplam elektrik karışımının neredeyse üçte ikisini, yani yüzde 62'den fazlasını oluşturuyor. Bununla birlikte, BTC'nin enerji karışımında sürdürülebilir enerji kaynaklarının payı ise yüzde 38 ölçülüyor. 

Yapılan yeni araştırma, 2022 yılının başlarında kömürün BTC madenciliği için en büyük enerji kaynağı haline geldiğini ve tek başına Bitcoin’in toplam elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 37'sini oluşturduğunu ortaya koydu. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına en büyük katkıyı ise yaklaşık yüzde 15 pay ile hidroelektrik sağlıyor.

Bitcoin madenciliği büyük ölçüde kömür ve hidroelektrik enerjisine dayanıyor olsa da, bu enerji kaynaklarının BTC'nin tükettiği toplam enerjideki payı son birkaç yıldır düşmeye devam ediyor. Kömür, 2020 yılında küresel BTC madenciliğinin yüzde 40'ında enerji olarak kullanılıyordu. Bununla birlikte, hidroelektrikin payı ise 2020 yılından 2021 yılına yüzde 34’ten yüzde 15’e düşüş gösterdi. 

2019'dan 2022'ye Bitcoin madenciliğinde kullanılan enerji kaynakları. Kaynak: CCAF

Öte yandan, Bitcoin madenciliğinde doğal gaz ve nükleer enerjinin rolü son iki yıldır artmaya devam ediyor. BTC'nin üretiminde kullanılan elektrik karışımında doğal gazın payı 2020 yılında yaklaşık yüzde 13 iken, 2021 yılında yüzde 23'e yükseldi. Nükleer enerji ise 2021'de yüzde 4 iken 2022'de yaklaşık yüzde 9'a yükseldi. 

Cambridge analistlerine göre, Çinli madencilerin başka bir yere yerleşmeleri, 2020 ve 2021 yılında Bitcoin'in enerji karışımındaki keskin dalgalanmaların ardındaki ana nedendi. Çin hükümetinin 2021 yılında kriptolara karşı aldığı sıkı önlemler ve buna bağlı madenci göçü, BTC enerjisindeki hidroelektrik gücü payında büyük bir düşüşe sebep oldu. 

Çaşılma, “Çin hükümetinin kripto para madenciliği yasağı ve bunun sonucunda Bitcoin madenciliği faaliyetinin diğer ülkelere taşınmasının, Bitcoin'in çevresel ayak izini olumsuz etkilediğini” kaydetti. 

Analistler, ayrıca BTC elektrik karışımının bölgeye bağlı olarak büyük ölçüde değiştiğini vurguladılar. Kazakistan gibi ülkeler hala fosil yakıtlara bağlı kalmaya devam ederken, İsveç gibi ülkelerin sürdürülebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı yüzde 98’e ulaşmış durumda. 

Analistlere göre, Bitcoin'in elektrik karışımındaki nükleer ve gaz enerjisinin dalgalanmasının sebebi "maden gücünün ABD'ye kayması.” ABD Enerji Bilgi İdaresi'ne göre, ülkenin elektriğinin çoğu, toplam elektrik üretiminin yüzde 38'inden fazlasını oluşturan doğal gazdan üretiliyor. Kömür ve nükleer enerji ise sırasıyla yüzde 22 ve yüzde 19'dur. 

Çalışma ayrıca, en son CBECI güncellemesiyle ilgili diğer görüşlerin yanı sıra, BTC madenciliğiyle ilgili sera gazı (GHG) emisyonlarının 2022 yılının eylül ayı itibariyle 48 milyon ton karbondioksit eşdeğeri (MTCO2e) oluşturduğunu kaydetti. Bu, 2021 yılındaki tahmini GHG emisyonlarından yüzde 14 daha az. Çalışmanın tahminlerine göre, Bitcoin ile ilgili mevcut GHG emisyon seviyeleri, küresel GHG emisyonlarının neredeyse yüzde 0,1'ini temsil ediyor. 

Daha önce bahsedilen tüm bulguları birleştirildiğinde, endeks, eylül ayının ortalarından bu yana yaklaşık 199,6 MtCO2e'nin Bitcoin ağına atfedilebileceğini tahmin ediyor. Ayrıca, analistler tüm emisyonların yaklaşık yüzde 92'sinin 2018 yılından bu yana meydana geldiğini vurguladı. 

Eylül 2022 itibarıyla Bitcoin ile ilişkili toplam sera gazı emisyonu. Kaynak: CCAF

Daha önce de belirtildiği gibi, CCAF, Cambridge Dijital Varlıklar Programı (CDAP) olarak bilinen çok yıllı araştırma girişiminin bir parçası olarak CBECI üzerinde çalışmalar yapmaya devam ediyor. CDAP'nin kurumsal ortakları arasında British International Investment, Dubai Uluslararası Finans Merkezi, Accenture, EY, Fidelity, Mastercard, Visa ve diğer birçok finans kurumları bulunmaktadır. 

Öte yandan Bitfarms baş madencilik sorumlusu Ben Gagnon, geçtiğimiz ağustos ayında Cointelegraph ile gerçekleştirdiği bir röportajda "Nükleer veya fosil yakıtları içermiyor, bu nedenle endüstrinin yaklaşık yüzde 30 ila 40'ının fosil yakıtlarla çalıştığını ima edebilirsiniz," ifadelerini kullanmıştı.