Teknolojik keşifler ve icatların yapılması eskiden uzun yıllar sürerken günümüzde aylar, haftalar hatta günler sürebiliyor. Yenilik hızının artmasıyla blokzincir teknolojisi hayatımıza daha çok dahil oluyor. Fakat bu esnada ilk kullanıcılar blokzincir teknolojisini hayatına adapte etmek istediklerinde çeşitli teknik zorluklar yaşıyorlar. Sıcak/soğuk cüzdanların kullanımı ve cüzdanların kullanıcı numaralarının karışık olması da bu zorluklardan biri. Geliştiriciler ise bu zorluğa karşılık bir çözüm ürettiler: DNS (Domain Name System) benzeri bir sisteme sahip olan cüzdan isimlendirme sistemleri.
Konunun benzerliği ve bazı hususların netleşmesi adına öncelikle DNS sistemlerine değinmek yararlı olacak. Bilgisayar, internete bağlanırken yalnızca kendisine özgü olan bir IP (Internet Protocol) adresi alır. Bağlandığımız internet siteleri de IP adreslerine sahiptir. Bağlanmak istenen internet sitesinin IP numaraları karışık ve uzun olacağı için bu durumu kolaylaştırmak adına internet adresleri kelimeler ve harflerden oluşan bir adrese dönüştürülür. Bu sisteme de DNS ismi verilir. Cüzdan isimlendirme sistemleri (naming service system) DNS sistemleri ile büyük benzerliğe sahip.
Web3 ekosisteminde kullandığımız cüzdan numaraları son derece karışık ve akılda tutması zor. Haliyle kompleks cüzdan isimleri kullanıcıların hata yapmasına ya da aldatılmasına sebebiyet olabiliyor. Dolayısıyla kullanımın zorluğuna sebebiyet verdiği için yeni kullanıcı katılımını zorlaştırıyor. Geliştiriciler, cüzdan isimlendirme sistemiyle bu soruna cevap bulmuş durumda. Kompleks rakam ve harflerden oluşan cüzdan adreslerini, cüzdan adresi ile örtüşen harf ya da kelimelerden oluşan basit cüzdan isimleri ile eşleyen bir sistem geliştirdiler. Örneğin, 0xB31f66AA3C1e785363F0875A1B74E27b85FD66c7 şeklinde olan cüzdan adresini burakmercan.eth cüzdan ismi ile eşliyorlar ve böylece transfer gerçekleştirileceği zaman cüzdan adresi alanına “burakmercan.eth” adresini yazarak işlemin daha pratik ve hata riski daha az bir şekilde gerçekleşmesi sağlanıyor.
Anonimlerin yol açtığı uyuşmazlık
Örnek olarak kullandığımız Ethereum Name Service (ENS) cüzdan isimlendirme sistemleri diğer cüzdan isimlendirme sistemleri gibi NFT olarak hizmet veriyor. Bu sistemlerde kullanıcı online cüzdanını sisteme bağlıyor ve belirli bir süre için cüzdan hakkını NFT olarak satın alıyor. Bu satın alma işlemi gerçekleştikten sonra kullanıcı adınızı barındıran NFT’nin meta verisi cüzdanınıza transfer ediliyor ve bu cüzdan ismini satın alınan süre boyunca kullanabiliyorsunuz. Satın alınan sürenin sonunda isterseniz süreyi uzatabiliyorsunuz, isterseniz ise tekrar satın almıyorsunuz. Bu cüzdan ismiyse hizmet sağlayıcı tarafından tekrar satışa sunuluyor. Eğer başka bir kullanıcı bu isim satışa sunulduktan sonra ENS NFT’sini satın alırsa siz o kullanıcının kullanım süresi bitene kadar tekrar satın alamıyorsunuz. Eğer satın alan kullanıcı sürekli olarak kullanımını uzatırsa siz bu cüzdan ismini hiçbir zaman geri satın alamıyorsunuz. Bu durum da “first come, first serve” olarak geçiyor. Cüzdan adreslerinin eşlenmesi ile gerçekleşen bu kolaylık ise hukuki anlamda bazı riskleri de barındırıyor.
Alan adlarının tekliği nedeniyle uygulamada temel kural “first come, first serve” yani ilk gelen ilk alır kuralından bahsettiğime göre bu kuralı ve ayrıntılarını inceleyelim:
Bu kural hem DNS alan adında hem de kripto varlık cüzdan adlarında işliyor. İşlevsel olan bu sistemin riski ise şu: Yukarıda örnek verdiğim “burakmercan.avax” alan adını benimle aynı isme sahip olan ya da olmayan bir kişi benden önce alırsa ben bu ismi kullanamayacağım. İşin doğası gereği bu husus markalar ve marka isimleri için de geçerli. Örneğin, MERCAN isimli tüketim malzemesi satış mağazası blokzincir üzerinden vereceği hizmetler ya da blokzincir ağı üzerinden alacağı ödemeler için mercan.avax cüzdan ismini kullanmak isteyebilir. Fakat bu ismi şirketten önce isimsiz bir kullanıcı satın almış. Alan kişi anonim bir kullanıcı ve bu kullanıcıya ulaşamadığında ya da kullanıcı bu cüzdan ismini satmak istemediğinde ne olacak?
Blokzincir sisteminin uluslararası bir çalışma mekanizması olması nedeniyle konuya uluslararası hukuk boyutunda yaklaşmamız gerekiyor. First come, first serve kuralı nedeniyle başkasına ait unvan, marka ya da diğer ayırt edici unsurlara ait cüzdan isimleri üçüncü kişiler tarafından satın alınabiliyor. Durumu tekrar DNS ile kıyaslarsak, DNS ile alakalı bu tip sorunlar yaşandığında kişiler İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu (ICANN) ya da Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) gibi uluslararası tahkim ya da kurumlara başvurarak uyuşmazlığı çözüme kavuşturabiliyor.
Cüzdan isimlendirme sistemleri için ise durum aynı değil. Karşımıza çıkan ilk engel dağıtık defter teknolojisi sebebiyle blokzincir kayıtlarına yetkili kurumlar tarafından müdahale edilememesi, ikinci olarak ise cüzdan isimlerine sahip olan kullanıcı isimsiz olduğu takdirde yetkili kurumlar tarafından tebligat gönderilememesi. Gönderilse bile tebligatın durumunun bilinmemesi tahkim ve diğer yargı yollarını işlevsiz hale getiriyor. Bu durum da hak kaybına ve piyasa hareketliliğine zarar veriyor.
Bu sorun nasıl aşılacak?
Özetle, Ethereum Name Server ya da benzeri cüzdan isimlendirme sistemleri blokzincirin kullanımı ve blokzincirin ilk kullanıcı tarafından benimsenmesinde büyük bir öneme sahip. Fakat yukarıda izah ettiğim sebeplerle büyük kurumlar için çok büyük risk ve zorluk barındırıyor. Her ne kadar ülkemizde kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılması yasak olsa da blokzincir teknolojisi sadece ödeme amacıyla kullanılmıyor ve bu teknolojisi içerisinde sayısız fayda barındırıyor. Tabii bu faydalara ulaşabilmek için de soğuk/sıcak cüzdanlar zorunlu ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Kişiler, şirketler ve kurumların blokzincir teknolojisini daha çok benimsemesi için bu tip sorunların aşılması, kötü niyetli işlemlere karşı hukuki koruma altına girebilmesi gerekiyor. Bu durum teknolojik imkanların buna elverişli olması ve bu imkanlara uygun regülasyonlarla olabilir. Günümüzde teknolojik ve teknik imkanlar problemleri çözüme elverişli olmadığı için haliyle sorunları çözüme kavuşturacak yasal düzenlemeler de yapılamıyor. Fakat geleceğin bizlere neler getireceğini bilemeyiz.