Koronavirüs pandemisi dünyada ve Türkiye’de çoğu sektör için inovasyonun hızını kesse de kripto para ekosistemi ilk şoku atlattıktan sonra büyümesini sürdürdü. Yılın ilk yarısını Bitcoin halving, ikinci yarısını ise COVID-19’un hayata etkileri temalı konuşmalarla geçirdik. Duraksamaya giren regülasyon adımları, Bitcoin’in (BTC) ilk COVID-19 patlamasında “güvenli liman” olarak sınıfta kalması gibi gelişmelere karşın, kripto para borsaları özellikle toparlamanın başladığı haziran-temmuz döneminden itibaren arı gibi çalıştı.

Türkiye’de kripto para sektörüne öncülük eden yerel borsalardan Paribu da hareketli bir yılı geride bıraktı. Kripto borsasındaki bakiyenin kullanımına olanak tanıyan bir ödeme kartı, taraftar tokenleri için iş birliği ve yeni başlayanlara kucak açacak çeşitli kampanyalarla 2020’nin Paribu için verimli geçtiğini söylemek yanlış olmaz.

Visa iş birliğiyle piyasaya sürüleceği açıklanan Paribu Card için ön başvurular yoğun ilgi gördü.  Bitcoin’de sonbahar yükselişiyle birlikte kripto paraya yeni adım atacaklar için yapılan kriptoya ilk adım kampanyası da ekibin paylaştığı bilgiye göre etkili sonuçlar verdi. Öyle ki, yoğun dönemlerde Paribu’nun günlük hacmi 300 milyon dolar seviyelerine ulaştı. 2020’nin son aylarında Paribu, aylık ziyaretçi artışı bazında global listelerde ilk 10’da yer aldı. Şimdi sırada, globale uzanan yeni bir serüven var.

Bu gelişmeleri bir de ekipten dinlemek istedik. Pandemi tedbirleri nedeniyle akşam yasaklarının henüz yeni başladığı bir Aralık gününde, Paribu CEO’su Yasin Oral ile online ortamda gerçekleştirdiğimiz görüşmede hem Paribu hem kripto para ekosistemini konuştuk:

Kurumsal yatırımcı Bitcoin’e neden yatırım yapıyor? Toplu BTC alımları arzı veya fiyatı etkiler mi?

Arzı elbette etkiler. Ancak burada çok yüksek değerli ve milyonlarca adedi dolaşımda bulunan bir varlıktan söz ediyoruz. Bu etkinin büyük olacağını düşünmüyorum. Kripto para piyasaları kendi kendini dengeleyen bir yapıya sahip. Artık Bitcoin’i tek başına düşünmemek gerekiyor. Bitcoin’de bir sıkışma olduğunda, yansımaları altcoin’lerde görülüyor. Eskiden sadece Bitcoin vardı, ancak artık tüm hesapları sadece BTC üzerinden yapmak mümkün değil. Ben burada arz-talep dengesinin bir şekilde bulunacağını düşünüyorum.

Kurumsal yatırımcı kriptoya girişte risk almamak için Bitcoin alıyor. Çünkü Bitcoin’in marka değeri çok yüksek. İkincisi, bu kurumların planları gerçekten uzun dönemli. Alım satım yapıp, hızlı kazanç elde etmek gibi bir dertleri yok. Örneğin “10 yıl saklayacağım” denen bir açıklamayı, 10 yıl sonra hepsini bir anda satılacak gibi düşünmemek gerekiyor.

Öte yandan, 10 yılı bırakın, bir yıl bile Bitcoin için çok uzun bir süre. Ben bunu en az bir yıl saklayacağım diye taahhüt verilmesine dahi şaşırıyorum. Bunu bir şahıs söyleyebilir, ancak bir kurum 10 yıl gibi bir süreyi telaffuz ettiğinde ilginç geliyor. 

Şu an yaşadığımız yeni bir süreç. Tüm finansal ekosistem artık bu temelde yeniden inşa olacak. Ancak 10 yıl sonra elimizde kalan değer Bitcoin mi olacak, Ethereum mu olacak, yoksa tümüyle başka bir şey mi onu önceden kestirmek çok zor. Bu nedenle bu kadar uzun dönemi kapsayan açıklamalar tuhaf geliyor açıkçası. Fakat günün sonunda, piyasa kendini bir şekilde dengeliyor.

2020’de hep DeFi konuştuk. Balon diyen de var, paranın yarını diyen de var. Siz ne düşünüyorsunuz?

Ben DeFi kaynaklı bir balonla hiç ilgilenmiyorum. Ortada bir balon var. Ancak bu tür büyük ölçekli yenilikler her zaman bir balonla gelmiştir. Önemli olan, bu balon patladıktan sonra elimizde ne kalacağı. Uniswap gibi DeFi projeleriyle mi devam edeceğiz, yoksa bunlardan dersini almış, daha sağlıklı çalışan projeler mi ortaya çıkacak?

DeFi genel olarak bize şunu gösterdi: Burada potansiyeli olan, çalışan bir mekanizma var. Buraya yazılımsal yatırım gerekiyor. Özetle, bundan sonraki projelerde hiçbir şeyin net bir marka değeri oluşamayacak. Birbiri üstüne gelen yenilikler, kendinden önceki projeyi hep öldürecek ve kısa dönemli projeler ortaya çıkacak. DeFi projelerinin yol açtığı evrimin neticesinde kimin ayakta kaldığını ancak birkaç yıl sonra görebileceğiz.

DeFi balon mu değil mi? Bu kısımla yatırımcının ilgilenmesi gerekiyor. Bir benzetme yapmak gerekirse, çay henüz demlenmedi. Hemen içmek için acele etme. Çay bir demini alsın, tadıyla içelim. Burada bir değişim yaşanıyor, DeFi temelde bunu gösteriyor bize. Balon olup olmaması hiçbir şeyi değiştirmiyor.

Pandeminin, kamunun kriptoya bakışı ve regülasyonlar açısından 2019 rüzgarını kestiğini düşünüyor musunuz?

Kripto para ekosisteminde denetim ve regülasyon denince adı geçen tüm kurumlar, bu yıl da aktif bir şekilde çalışmalarına devam etti. Tüm hassasiyetleri aynı şekilde devam ediyor. Türkiye’de piyasaya hâkim bir iki yerel borsa var ve en başından beri tüm süreçlere o kadar hassas yaklaşıyoruz ki… Regülasyon varmışçasına, tüm gereklilikleri fazlasıyla uyguluyoruz. Bu yüzden yasal düzenleyiciler de aksiyon almak için bir aciliyet görmüyor. Bu piyasa şu an yerel oyuncularla güvenli ellerde.

Bu arada onlarca platform açıldı Türkiye’de, 60-70’i geçti platform sayısı. Fakat, zaman içerisinde piyasa onu da kendi içinde eliyor. Gerçekten hakkıyla hizmet verebilecek olan kalıyor, veremeyecekse eleniyor. Bizim regülasyon istememizdeki en büyük isteğimiz de o. Herhangi birinin art niyetle, bu tarz bir işe girişmeye tenezzül etmeleri ve sonrasında ekosistemi lekelemelerinden korkuyoruz. Bizi en çok korkutan şey bu.

Kripto paraya bir vergi düzenlemesi bekliyor musunuz?

2021 yılı içinde olabilir. Bazı gelişmelere hazır bekliyoruz biz, ancak bunun olup olmayacağını tahmin etmek çok kolay değil. Yine de tüm olasılıklara hazır biçimde bekliyoruz.

Dört yılda çok fazla bilgi birikimi elde ettik. Kamu kurumlarında bu kadar know-how yok. Bizim bir şekilde bunu oraya aktarmamızın da kanalı oluşmalı öncesinde. Buradaki bilgi birikimini sıhhatli bir şekilde kullanmadan gelecek bir regülasyon da çok elle tutulur bir şey olmayacaktır. 

Bu piyasanın en büyük problemi, diğer konvansiyonel piyasalardan çok daha akışkan bir yapıya sahip olması. Yanlış düzenlemeler gelirse, piyasa akar gider. Geleneksel piyasa gibi katı bir yapıda değil. Zaten bu kadar gecikmesinin en büyük sebeplerinden biri de yine bu hassas yaklaşımları. Yetkili kurumlar da farkında bu durumun ve incelikli çalışmak istiyorlar. 

Paribu’ya dönecek olursak, globale yönelik hedefleriniz nelerdir?

Bizim için 2021’in en önemli hususlarından biri bu. Burada bir sürü parametre var. Bunların herhangi birisini seçip ilerlemek çok doğru olmaz zaten. Bir defa en başta bütün borsaları incele. Kendini yeni bir kullanıcı gibi düşün, Paribu’dan kullanışlısını bulamazsın, tüm dünyada. Hepsi karman çorman. Buna, çok basit olduğunu iddia edenler dahil. Bu, birincisi bizim için önemli bir değer. İkincisi, profesyonel kullanıcı için baktığımızda 2017’den beri, CoinMarketCap gibi bütün o skor tablolarının hepsinde ilk 50’de yerimizi alıyorduk. Hatta 2017’de ilk 15’e kadar bile girmiş durumdaydık. 

Bize gelen talepler de var. Adam üyelik açmak istiyor ama bizde yabancı üyelik açacak bir yapı yoktu. Tüm bunları ayarladık, planladık, yakın zamanda devreye sokacağız. 

Herhangi bir e-ticaret sitesi olduğunu düşün, örneğin bir yemek sipariş platformu düşün. Bunun yurt dışı hayali kurması garip geliyor normalde. Ama bizimki öyle değil, bizde işin kendisi global zaten. Twitter, Facebook gibi. Sadece sen de üye olabilirsin demen yeterli kullanıcıya, başka bir şeye gerek yok. 

Dolayısıyla, bunu çoktan yapmamız gerekiyordu. Ama yereldeki talebi karşılarken çok efor sarf ediyoruz, çok yoruluyoruz. “Bir müsaade edin de yurtdışına çıkacağım ben” diyemiyorsun. Şimdi oturdu artık, sıra oraya geldi.

Paribu için 2020 nasıl geçti?

Pandeminin başından itibaren belirgin bir hacim artışı yakalandı bu yıl. Ağustos’ta iyi bir hareketlenme vardı piyasada. Günlük 60-70 milyon dolar hacimleri görüyorduk. Zirveye ulaştık dedik. En son hareketliliği hatırlıyorsun, yeni versiyonumuzu yayınladığımız hafta yaşandı o hacim. 300 milyon dolara ulaşan günlük hacimler gördük. O ayki ortalama hacim 200 milyon dolar civarında seyrediyor. Yaptığımız kampanyalar ve iş birlikleriyle birlikte tümü birbirini tetikleyen etkiye sahip.

Paribu Card ne durumda?

Paribu Card lansmanını yaptık ve başvuruları açtık. Epey bir başvuru aldık. Ocak ayında kartların dağıtımını yapmayı planlıyoruz. Kullanıcı, kripto para cüzdanınki bakiyesini anlık olarak kullanabileceği bir debit karta kavuşuyor. Normalde akış ne olur? Siz giderdiniz, örnek veriyorum Bitcoin’inizden diyelim ki 100 TL lazım. 100 liralık satarsınız Paribu’da, 100 liranızı alır banka hesabınıza çekersiniz, onu da gider bankanın debit kartında harcarsınız. Bu kartla biz tüm bu adımları kullanıcı adına anlık, eşzamanlı, hızlı ve güvenli bir şekilde yapıyoruz.

Web sitesinden, hangi bakiyenin kullanılacağı seçiliyor. İlk sırada Türk Lirası geliyor. Sonrasında Bitcoin, Ether veya ne isterseniz onu seçebiliyorsunuz. Kart arka planda bir kredi mekanizmasıyla çalışmıyor. Ödeme anında o kriptonun satışı yapılıyor ve harcama öyle gerçekleşiyor. Dolayısıyla aslında makro baktığımızda evet kripto paranla bir şey aldın oldun, mikro baktığında aslında alış satış işlemi yaptın ve aldığın şeyi harcamış oldun. 

Herkesin merak ettiği konu, kripto paralar hayatımıza ödeme aracı olarak girecek mi? Böyle hibrit çözümleri kullanıma açmazsak, kriptoyu doğrudan adapte etmek mümkün değil. Bir anda bakkal Mehmet amcanın Ethereum kabul etmesini kısa dönemde hayal etmek zor. Ama böyle ara çözümler sayesinde sistem buna alışacak, alıştıkça artık diğerlerini konuşabiliyor olacağız.

Galatasaray taraftar tokenine ilgi nasıl? Gelecekte yeni taraftar tokenleri gelecek mi?

Bu tek seferlik bir çalışma değil, platformda taraftar tokenleri için bir alan açtık. 2021 sonuna kadar o bölümde epey bir taraftar tokeni göreceğimizi düşünüyorum. […] Socios’la, Chiliz’den ötürü uzun süredir yakın bir bağlantımız var. Onları yakından takip ediyoruz. Şu an anlaşmış oldukları Galatasaray, Trabzonspor, Başakşehir gibi Türk kulüpleri var. Daha da konuştukları, sırada bekleyenler var. Onların hepsi sırayla burada listelenecek. 

Ülkenin çok büyük bir kısmı futbolsever. Bir şekilde bu tokenlere erişmek istiyor ve yabancı bir platforma gitmek zorunda. Türk lirası alacak, onu Chiliz’e çevirecek, onu alıp Socios’a çekecek oradan da token alacak. Proje güzel olsa da kullanımı zor. 

Biz futbolla doğrudan iç içe değiliz. Ama burada teknolojik bir olgudan bahsediyoruz aslında. O zaman burada olmalıyız diye düşünüyoruz ve bu şekilde entegrasyonu kabul ediyoruz. Zaten Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birkaçı var projede. Kulüpler zaten bu işe aylar süren görüşmeler neticesinde rıza göstermişler. Benim üzerime düşen görev, bu tokenin, kulüp taraftarıyla en kolay ve güvenli şekilde buluşmasını sağlamak.