Yaklaşık 200 milyon yıl önce dünyadaki tüm karaları tek bir büyük kıtaya çeviren Pangea süper kıtası oluştuğundan 100 milyon yıl sonra ise Pangea’yı oluşturan levha hareketleri, kıtayı parçalamaya başladı. Şu an üzerinde yaşadığımız Asya, Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Antarktika, Avrupa ve Avustralya kıtalarının oluşumu da Pangea’nın parçalanması ile başlamış oldu. 

Tabii kıtalar ayrılıp, medeni toplumlar oluşmaya başlayınca, farklı kıtalar, birbirinden uzak noktalarda bambaşka kültürler benimseyerek farklı hayatlar, düzenler ve yönetimler oluşturmaya başladı. Asya’da yaşananlar Avrupa’ya göre farklı, Kuzey Amerika, Avustralya’ya göre bambaşka ilerledi. Binlerce yıl öncesiyle aslında günümüz de bu anlamda paralel devam ediyor. Artık tüm dünyanın birbirinden haberi olsa da alınan kararlar, atılan adımlar, yaşam şekilleri halen farklılık gösteriyor. Son yılların en popüler konularından biri olan kripto paralar için de durum benzer şekilde. Farklı kıtalarda, kripto paralara karşı bambaşka yaklaşımlar gözleniyor.

İnsanlar, biraz da küresel ekonominin koronavirüs sonrası içine girdiği zorluklarla birlikte, geleneksel finans sistemlerine alternatif olarak kripto paralara yönelmeye başladı. Ancak, girişte de bahsettiğimiz gibi, farklı bölgeler ve ülkeler arasında kripto paralara yönelik tutumlar oldukça farklılık gösteriyor. 

Her geçen gün kripto para ve blockchain teknolojisinin benimsenmesi artarken ülkeler arasındaki inovasyon takip rekabeti kızışıyor. Bu yarışta Amerika kıtası denilince akla gelen ilk ülkelerden olan Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Asya, neredeyse başa baş gidiyor.

ABD’de bitmeyen kripto belirsizliği

ABD, kripto paralar konusunda çeşitli tutumlara sahip olan büyük bir pazar. Son yıllarda, ABD'de kripto paraların düzenlenmesi ve denetlenmesi konusundaki tartışmalar yoğunlaşmaya başladı. 

Bununla birlikte, ülkede, kripto paraların yasal statüsü ve vergilendirilmesi gibi konular hala belirsizliğini koruyor. Ülkedeki bazı eyaletler kripto para birimlerini teşvik etmek için düzenlemeler yaparak kripto işletmelerini destekliyor. Genel tutum ise hem düzenleyici bir yaklaşımı hem de inovasyonu teşvik etme çabaları içeriyor.

Tüm bunlara ek olarak, ABD Hükümeti son zamanlarda kriptoyu sıkıştırıyor. Bunlara hızlıca birkaç örnek verecek olursak, son zamanlarda, kripto dostu olan ve ticaret borsaları ile gerçek dünya arasında köprü görevi gören Silvergate ve Signature Bank of NY bankaları kapatıldı. Bu sert tutuma, Paxos BUSD stablecoin'in kapatılması ve Kucoin ile Ethereum'a karşı açılan NY davası da eklendi.

Ülkede kripto konusunda bir süredir devam eden düzenleyici belirsizlik ise ülke merkezli şirketlerin yeni rotalar aramasına yol açıyor. Birçok kripto şirketi, bu durum yüzünden merkezlerini yurt dışına taşımayı düşünüyor. 

ABD Başkanı Joe Biden’ın kriptoya karşı tutumu ise sert olarak değerlendirebilecek nitelikte. Geçtiğimiz günlerde Biden, MAGA House Cumhuriyetçilerinin, zengin kripto yatırımcılarına yardımcı olan vergi boşluklarını desteklediğini iddia ederek kriptodaki vergi boşluklarını kınamıştı.

Ülkede, kripto para birimlerini ve blockchain projelerini düzenlemekle görevli birkaç önemli kurum bulunuyor. Bunlardan en önemlileri, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Ticaret Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) ve Mali Suçları Önleme Ağı (FinCEN) olarak sayılabilir.

Avrupa Birliği’ni bir adım öne çıkaran kripto düzenlemesi: MiCA

AB, kripto para birimlerine yönelik bir düzenleme çerçevesi oluşturmak için önemli adımlar attı. AB, finansal istikrarı sağlayarak yatırımcıları korumayı amaçlar. AB, bu amaçla, kara para aklama ve terörizmin finansmanı gibi suçların önlenmesi için kripto para birimlerini düzenlemek istiyor. Bu nedenle, AB ülkeleri kripto para birimleri konusunda daha sıkı düzenlemelere sahip olma eğiliminde. AB'nin kripto para birimlerine karşı tutumu ise en başından beri genellikle düzenleyici bir yaklaşımı yansıtıyor.

AB Konseyi, Kripto Varlık Piyasaları (MiCA) düzenlemesini ve kripto transferlerine yönelik yeni kara para aklama karşıtı önlemleri geçtiğimiz haftalarda oybirliğiyle kabul etti. 
Avrupa Birliği, geçtiğimiz haftalarda kripto konusunda yasal düzenlemeler sunan MiCA'yı onayladı. MiCA, dünya çapında, kripto piyasası için bir dönüm noktası olma niteliği taşıyor. 

AB, MiCA’yı onaylayarak kripto lisanslama rejimine sahip dünyadaki ilk büyük yargı yetkisi haline getirdi.

Fransa, MiCA'nın kabulünden sonra kripto şirketlerinin AB genelindeki kurallara sorunsuz geçişini incelemeye başladı.

Asya kripto konusunda nerede?

Asya, kripto para birimlerinin popüler olduğu ve büyük bir pazar potansiyeline sahip olduğu bir kıta. Ancak, Asya ülkeleri arasında kripto para birimlerine yönelik tutumlar büyük ölçüde farklılık gösteriyor. Bazı Asya ülkeleri, kripto paraları teşvik ederken, diğerleri ise kısıtlayıcı önlemler alıyor.

Özellikle Hong Kong ve Singapur, ülke çapında yaptığı çalışmalarla bu alanda varlıklarını sürdürüyor. Singapur, kripto sektörü için bir lisanslama rejimi kuran ülkelerden biri ve bireysel yatırımcılar tarafından kripto ticareti konusunu sıkı tutan büyük ülkeler arasında bulunuyor. 

Japonya ise kripto para birimlerine yönelik düzenlemeleri benimseyen ve kripto para borsalarını lisanslamış olan ülkelerden biri. Diğer yandan, Çin ise kripto para birimlerine yönelik daha katı düzenlemeler uygulayarak kripto madenciliği faaliyetlerini kısıtlamaya devam ediyor.

Güney Kore ise kripto para birimlerine karşı karışık bir tutum sergiliyor; bazı düzenlemeler yaparken aynı zamanda kripto paralara olan ilgiyi de destekliyor.

Asya-Pasifik bölgesi ise kripto büyümesinin tam merkezinde yer alıyor. Singapur ve Tayland gibi ülkelerde kripto paralar yaygınlaşıyor. 

Asya piyasaları, Chainalysis’in raporuna göre, Haziran 2020 ve Haziran 2021 arasında küresel kripto faaliyetlerinin yüzde 43’ünü oluşturdu. Ayrıca, yaklaşık olarak 296 milyar dolarlık işlem, Asya piyasalarında gerçekleşti.

Kıtalar ayrılıyor, kripto her kıtaya göre farklı şekiller alıyor

ABD, Avrupa Birliği ve Asya'nın kripto para birimleri konusundaki yaklaşımları farklılık gösterse de her biri gelişen ve dijitalleşen dünyadaki teknolojileri takip etmeye çalışıyor. Bununla birlikte, AB, geçtiğimiz günlerde onayladığı MiCA ile şu anda bir adım önde gibi duruyor. Büyük yatırımcıların, düzenleyici netlik olan yatırım ortamlarına olan ilgisi düşünülünce AB, kripto konusunda birçok şirket ve yatırımcı çekecek gibi.

Bu ayrılıklar, kripto para birimlerinin gelecekteki düzenlemeleri ve benimsenmesi üzerinde etkili olabilir. Ancak, küresel bir düzeyde daha tutarlı bir yaklaşımın geliştirilmesi ve işbirliği önemli olacaktır.