ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) başkan vekili Martin Gruenberg, 20 Ekim’de stablecoin’lerin muhtemel uygulamaları ve FDIC’nin kripto varlıkla ilgili faaliyetlerde bulunmayı düşünen bankalara olan tutumu hakkında konuştu. Gruenberg, stablecoin’lerin değerlerine dair kanıt görmemesine rağmen, stablecoin ödemelerinin daha fazla dikkate alınmayı hakkettiklerini söyledi. 

Gruenberg, Brookings Enstitüsü'ndeki konuşmasına birçok düzenleyici arasında yaygın görünen bir hayal kırıklığı ifadesiyle başladı: 

“Kripto varlıkların bazı riskleri daha keskin bir şekilde odak noktası haline gelir gelmez ya altında yatan teknoloji ya da kripto varlıkların kullanım durumu veya iş modeli değişir. Piyasaya sürülen yeni kripto varlıklar farklı risk profilleriyle geliyor. Dışardan bakılınca benzeyen kripto varlıklar bile çok farklı riskler taşıyabilir.” 

FDIC, bu zorlukların ışığında bankaların kriptoyla ilgili faaliyetleri hakkında kurumu bilgilendirmek için kullanmaları gereken mektuplar aracılığıyla kripto varlıklarını anlama ve sonunda da denetleyici geri bildirim sağlama konusunda kendisine yardımcı olacak çok önemli bilgileri toplamak için mücadele ettiğini söyledi. Gruenberg, aynı zamanda müşterilerin ve sigortalı kurumların FDIC’in nasıl çalıştığını anlamaları gerektiğini belirtti. 

Stablecoin’lerle konuşmasına devam eden Gruenberg, kripto ekosistemi dışında "kapsamlı bir ödeme sisteminde şimdiye dek değer açısından bir kanıt olmamasına rağmen," tüketiciyi ve işletmeyi memnun etmek için bir araç olarak tasarlanan ödeme stabilcoin'lerinin gelecek vadettiğini söyledi. Bu olumlu yaklaşım ise stablecoin'in faydalarının, gelecek yıl piyasaya çıkması beklenen blokzinciri olmayan FedNow sistemininkilerle büyük ölçüde örtüşmesine rağmen geldi. 

Gruenberg, stablecoin ödemelerinin “bankacılığın temelini tamamen değiştirebileceğini” belirtti. Öte yandan Gruenberg’ün gördüğü 1:1 destekli ve müsaade edilmiş defter sistemleri gibi sağduyulu düzenlemeler olsa da muhtemel değişikliklerin çoğu olumsuzdu. Gruenberg'in belirlediği riskler arasında, özellikle topluluk bankaları olmak üzere bankacılık sistemi içindeki konsolidasyon ve aracısızlaştırma ve “potansiyel olarak yeni bir gölge bankacılık türü için bir temel oluşturabilecek” kredi aracısızlaştırma da bulunuyordu.